Thor'un Çekici - Tanrılar M.Ö. 1000 yıl sonrasında, birçok avrupa ülkesinde Indo-Avrupa dili konuşuluyordu. M.Ö. ilk bin yılın ortalarında Alman kabileleri Güney İskandinavya ve Kuzey Almanya bölgesinde yaşamışlardı. Onların yayılmaları ve ilerlemeleri MÖ2.y.y. 'la kadar devam etti. Bu yüzden İskandinav ve Alman mitolojileri aynı temeller üzerindedir ve bir çok ortak noktaları vardır.Snorri Sturluson'un Eddası (1179-1241)bu efsanelerin çoğunu içerir. Mitolojinin yaratılış detaylarını çok çeşitli kaynaklara dayanarak sadece Snorri kaleme almıştır. Başlangıçta boşluk vardı (Ginnungagup). Dünya daha var olmadan önce 11 nehir akan Niffleheim'da ölüm var oldu. Niflheim'ın güneyinde başka bir sıcak dünya daha oluştu;Muspell; Devlerin koruduğu yer. Devler buraya Stur yani Siyah dediler.Niflheim'ın nehirleri donmuştu. Bu nehirlere Ginnungagup dendi. Günün birinde Muspell'deki kıvılcımlar nehirlerin üzerine düştü ve nehirleri eritti. Erimiş nehirlerden oluşan damlacıklar Ymir'i şekillendirdi.Ve Ymir'in terinden diğer dişi ve erkek devler oluştu. Yaratılış efsanesinin bir başka versiyonu daha vardır: Eriyen damlalar en ilkel inek şeklini aldılar . Audhumla; sütüyle Ymir'i besleyen inek. Audhumla aynı zamanda tuz parçalarını yalayarak bu bloklara ilk insan şeklini verir. İlk insan Buri. Buri'nin ,bir devin kızı olan Bolthor ile evli bir oğlu vardır;Bor. Bolthor'u Odin,Vili ve Ve birleşerek Bor'a uygun bir biçimde yarattılar.Ve şeklinden dolayı Ymir'i öldürdüler.Ve sonra iki tane ağaç yarattılar.Düşünen,nefes alan,duyan ve de görebilen iki ağaç... Bu ağaçlar insan ırkının ilk modelleriydi. Erkeğe Askr (ash tree => Kül ağacı),dişiye de Embla (Sarmaşık) dediler. Ardından Asgard'ı yarattılar.Tanrıların meskenini. Snorri diğer bir çok versiyonda kader ağacı Yggdrassil'den bahseder. Onun ne kadar ihtişamlı olduğunu, dünyanın merkezinde nasıl görkemli bir şekilde yükseldiğini tasvir eder. Ağacın altındaki kader feminen formu olarak tasvir edilir. Ve insan hayatının buradan başladığı düşünülür. Bazı versiyonlarda da Tanrıların büyük meclisinin burada toplanıp kararlar aldığından bahsedilir. Bu ağaç üç köklüdür; Bu köklerden biri cehenneme kadar uzanır, diğeri devler ülkesine gider ve sonuncu kök de insanların dünyasına gider. Bütün dünyanın mutluluğu bu ilk ağaca bağlıydı. İskandinav tanrıları iki grupta toplanır; Aesir ve Vanir tanrıları. Aesir'in en önemli tanrıları; Odin, Thor ve bazende Tyr, Vanir'de ki önemli tanrılar ise Njord, Frey ve Freya dır. Vanir; Zenginlik , verimlilik ve doğurganlığı simgeler. Doğurganlığı sembolize eden toprak ve denizle sembolleştirilmiştir Vanir. Aesir; Diğer bütün değerlerle sembolleştirilmiştir. Odin bir büyücüdür, tanrıların şefidir ve tüm kahramanların başıdır. Thor,çekicin tanrısıdır ve havaya hükmeder. Bir çok hikayede bu ikili barış içinde yaşarlar ve birbirlerine yardım ederler. En önemli mitolojik hikayeler uzak geçmişte bir zamanda , Vanir ve Aesir arasında çok vahşi bir savaşın çıktığından bahseder. Bazı bilginler bu savaşın Alman ırkının diğer ırklarla karşılaşmasının bir yansıması olarak görürler. Georges Dumezil ve Jan De Vries, tanrılar arasındaki savaş ve bölünmenin Indo-Avrupa mitolojisinin bir parçası olduğunu ortaya çıkardılar. Bilinen üçlü; sihirsel güçleri adilce kullanan Odin ve Thor tarafından yaratılmıştı.Tyr savaş tanrısı ve Vanir bolluk tanrısı beraberce hiyerarşiyi bozguna uğratmışlardı. İskandinav mitolojisinde Odin ve Thor arasındaki çelişki, bütün tanrılık statülerinin Vanir'de kalmasıyla başladı. Aesir'e bir kadın olan Gullveig'i (Altın sarhoşu) göndererek yalvardılar. Daha sonra da savaş çıktı. Her iki tarafta tükendikten sonra, iki taraf kendi grup üyelerini değiş tokuş etti. Vanir Njord ve oğlu Frey'i ,Aesir ise Mimir ve Hoenir'i verdi. Bu geçici barış tüm tanrıların toplanarak Kvasir' i yaratmalarıyla kutlandı. Kvasir barış ve mutluluğun sembolü daha sonra kurban edildi. Ve kanından tanrılar için bir içki yaratıldı. Böylece Kvasir Tanrıları sarhoş eden ve ozanlara ilham veren bir içecek olmuştu. Önemli bir başka mitolojik efsane de Balder ve Loki'yi anlatır. Odin'in oğullarından Balder burada akıl, sevgi ve bilginin tanrısı olarak karşımıza çıkar. Cennette Glitnir denilen bir yeri korumaktadır. Her türlü anlaşmazlıkta bütün tanrılar onun adaletine güvendiklerinden ona gelirler ve burada Balder'in adaleti sağlaması beklenir.Ve Balder adaleti yerine getirir. Loki Aesir tarafından evlat edinilmiş bir devdir. Loki ve Odin aralarında bir dostluk antlaşması yapmışlardı.Bir gece Balder kendi ölümü hakkında çok rahatsız edici bir rüya görür.Annesi Frigg, su, ateş,doğadaki bütün elementlere ,kuşlara ,canavarlara ,toprak ve taşlara, Balder'a zarar vermemeleri için yemin ettirir.Böylece Balder Ölümsüz olur. Bundan sonra Aesir Balder'ı ortalarına alıp onunla eğlenmeye başlar. Ona küçük ok, taş vs. şeyler atarlar. Bu yeminden dolayı Balder sadakatsizliklle karşı karşıya kalmıştır. Loki bu dramayı görünce merak eder ve kadın kılığında Frigg'in yanına giderek ona neler olduğunu sorar. Frigg de ona yeminden bahseder ve yeminin içine katılmayan tek şeyin ökse otu olduğunu da sözlerine ekler. Bunu duyan Loki hemen Aesir'e sunulmak üzere ökse otu getirir. Bunu kör tanrı Hoder'e kendi isteği ile verecek ve böylelikle Balder'a acı çektirme oyununa o da katılabilecektir. Balder'a ökse otundan yapılmış ok atılır ve Balder ölür. Aesir bu olayın suçlusundan intikam almak ister ama bulundukları yerin kutsallığından dolayı bunu yapamazlar. Balder Hel'e gidecektir,yani tüm ölülerin gittiği yere çünkü o bir savaşçı değil ve bir savaşta ölmemiştir dolayısıyla da kahramanların yeri olan Valhalla'ya gidemez. Balder Hel'den ancak Odin onun çıkmasına izin verdiğinde ve aynı zamanda yaşayan ve ölü olan her canlının onun için göz yaşı döktüğü zaman çıkabilecektir. Aksi takdirde sonsuza dek orada kalmaya mahkum olacaktır. Bu kehanet üzerine Aesir bütün dünyaya elçiler yollar.Doğaya, insanlığa, tanrılara ve onlara Balder için göz yaşı dökmelerini emreder. Bunu tüm yaşayanlar kabul eder. Tabii ki Devlerin kraliçesi Thork (kılık değiştirmiş Loki) hariç. Ve ağlamamak için de kesin kararlıdır. Aesir Thork'un Loki olduğunu farkettiğinde ,onun bu şeytanca oyunlarına son vermesi için zincire vurur. Kehanete göre Loki bir gün bir şekilde zincirlerini kıracak ve bu bütün şeytanların canavarların ve devlerin tanrılara karşı olan büyük savaş Ragnarok'ta kaybedeceğinin işareti olacaktır.Ragnarok'ta Odin kurt Fenrir tarafından yenilir. Daha sonra da Fenrir Odin'in oğluVidar tarafından öldürülür. Bu olaydan sonra tanrılar arasındaki korkunç savaşlar başlar. Tanrı Heimdall ve Loki karşı karşıya gelip birbirlerini öldürene kadar savaşırlar. Ve daha sonra Dünya bir ateşle yok edilir. Evren denizin dibine batmaya başlar. Bu son tekrar doğuşla kendini devam etirir. Dünya denizden tekrar yükselir, yeşillenir, bitkilerle dolup taşar. Aesir'in ölü oğulları Asgard'a geri döner ve atalarının yolunu izlerler. NİBELUNGEN DESTANI Ren Nehri ile ilgili destanların en tanınmışı kuşkusuz Nibelungen Destanı’dır. Destan Ren Nehri kıyısında , eski Worms şehri civarında geçer. Destanın en eski şekli elimize on üçüncü yüzyıldan kalma bir el yazması ile ulaşmıştır. Ancak daha önceki dönemlerde söylenen Latince baladlarda içinden bölümlerin olduğu düşünülebilinir. Pagan inançları destan içinde sık yer almaktadır. Fakat aynı zamanda , Hristiyan inançları ve törenleri de destanda bulunmaktadır. Bunun yanında kral-senyör-vasal ilişkisi de destanın Orta Çağ’a ait izler taşıdığını göstermektedir. Nibelungen Destanı Orta Çağ boyunca çok popüler olduğu için , anlatıcıların, destanın içine , anlatıldığı dönemin zevkine uygun motifler katmaları büyük olasılıktır. Destanın bugünkü hali ile , on ikinci yüzyıl sonlarında tamamlandığı düşünülmektedir. Destan içinde bir çok anakronizm barındırmaktadır. Örneğin Dietrich bir antik çağ kahramanıdır . Bu destanda bulunma nedeni büyük olasılıkla kimsenin yenemediği Hagen’i yenip hapse atmak içindir. Destanın günümüze ulaşmış bir çok versiyonu vardır. Hepsinde konu aynı olmakla birlikte aralarında farklılıklar da vardır. Destanın Konusu Destan , ‘çok eski zamanlarda’ , Niederland’da geçer. O zamanlar güçlü kral Siegmund’un krallık zamanına denk gelmektedir. Kraliçe ise güzel Siegelinde’dir. Destanın en önemli kahramanı Siegmund ve Siegelinde’nin oğulları Siegfried’dir. Siegfried daha genç yaşlarında , maceralara atılmak için , babasının şatosunu terk ederek yollara düşer. Kılıcı olmadığı için elinde bir sopa ile köyleri kentleri dolaşır durur. Siegfried bir gün bir demirciye rastlar ve kılıç sahibi olabilmek için onun yanında çalışmak istediğini söyler. Mimir adındaki demirci bu teklifi kabul ederek ona yatacak yer ve yiyecek verir. Ertesi gün de yeni çırağının bu işi yapıp yapamayacağını sınamak için onu ocağın başına götürür ve eline en ağır çekici verir. Siegfried bununla öyle bir vurur ki , örs toprağa gömülür , demir parçaları etrafa saçılır. Buna kızan Mimir Siegfried’i kulağından tutunca , Siegfried dayanamaz ve onu yere fırlatır. Bu yeni çırağından nasıl kurtulacağını bilemeyen Mimir yeni bir yol denemeye karar verir. Siegfried’i çağırır ve ondan, ormanın öteki ucundaki kömürcüden kömür getirmesini ister. Bunu söylerken yolu üzerindeki ejderhanın Siegfried’i öldüreceğini ummaktadır. Siegfried kendine yaptığı kılıcı alır ve yola koyulur . Tam kayalığın önünden geçerken ejderha saldırır. Siegfried bu saldırıdan çevikliği sayesinde kurtulur ve önüne ilk gelen ağacı sökerek canavarın kafasına fırlatır. Ağacı kökleri canavarı sarınca , bundan yararlanan Siegfried diğer ağaçları da onun üzerine fırlatır. Daha sonra bunları tutuşturarak ejderhayı yakar. Ejderha yanarken bedeninden bir yağ akmaya başlar. Bu akan yağ dereciğine parmağını sokan Siegfried parmağının ‘boynuz’ gibi sertleştiğini görür. Bunun üzerine üstündekileri çıkartarak bu yağ ile bütün vücudunu yıkar. Siegfried bu işi yaparken bir ıhlamur ağacı altında durmaktadır ve ağaçtan bir yaprak sırtına , iki omzunun arasına düşerek oranın bu yağ ile yıkanmasını engeller. İşte bu yaprağın dışında kalan hiç bir yere silah işlemeyecektir , fakat Siegfried’in vücudunun da yara alabileceği tek yer burası olacaktır. Kömürcünün yanına varan Siegfried , ona , Mimir ve arkadaşlarının daha önce sözünü ettikleri , ağızından ateşler saçan ve üzeri pullarla kaplı olan ejderhayı sorar. Kömürcü canavarın nerede olduğunu gösterir. Artık Siegfried’i başka bir macera beklemektedir. Zorlu bir yolculuktan sonra , Siegfried ejderhanın bulunduğu Nibelungen ülkesine varır. Burada Schilbung ve Niblung adında iki kral hüküm sürmektedir. Bu iki kral ve onlara bağlı savaşçılar , çok büyük bir hazineyi de beklemektedirler. Siegfried , şehrin girişine geldiğinde ejderha ile karşılaşır. Dövüşmeye başlarlar. Ejderha ağızından ateşler çıkartarak Siegfried’e saldırmaktadır. Sonunda Siegfried canavarı öldürmeyi başarır. Canavarın attığı korkunç çığlığı duyan Schilbung ve Niblung saklandıkları yerden çıkarlar . Korkunç canavarı öldüren kahramanı tebrik ederler ve ondan , hazineyi aralarında paylaştırmasını isterler. Bunun karşılığında ona bütün kılıçların en iyisi olan Balmung’u vereceklerdir. Bu büyük hazineyi , Siegfried krallar arasında paylaştırır. Fakat hırstan gözü dönmüş krallar bundan memnun olmazlar ve Siegfried’i hile yapmakla suçlarlar. Savaşçıları toplayarak Siegfried’e saldırırlar. Yapılan dövüş sonrası Siegfried iki kralı ve beş yüz kadar savaşçıyı öldürür. O anda dövüş alanına Tarnkappe ile cüce Alberic gelir. Öldürülen kralların intikamını almak için Siegfried’e saldıran Alberic onu uğraştırsa da sonunda yenilir ve onun vasalı olmak için and içer. Nibelungen ülkesi savaşçıları da and içerek Siegfried’in hükmü altına girerler. Bütün Nibelungen hazinesi de onun olmuştur. Fakat hazinede gözü olmayan Siegfried bu hazineden sadece taşlı bir yüzük alır. Alberic ,bu yüzüğün uğursuzluk getireceğini söyleyerek onu engellemeye çalışır. Fakat Siegfried onu dinlemez ve yüzüğü parmağına takar . Bunun üzerine Alberic ona tehlikelerden korunması için Tarnkappe’yi verir. Siegfried’in bundan sonra gideceği yer Kuzey ülkeleridir ve buralarda maceradan maceraya koşar. Bunlardan birinde Danimarka kralı ona Grani adında bir at hediye eder. Siegfried’in yolu İzlanda’ya kadar düşer. Burada, bir dağın tepesinde alevleri gökyüzüne kadar yükselen bir ateş görür. Dağa çıkar ve Grani alevlerin arasından atlamayı başarır. Alevlerin arasında bir şato bulunmaktadır. Siegfried şatonun içine girdiğinde içeride , zırhlar içinde uyumakta olan bir genç kız ile karşılaşır. Zırhları çıkartır ve genç kızı dudaklarından öper. Bunun üzerine genç kız uyanır ve kendine geldiğinde hikayesini anlatmaya başlar. Adı Brunehild’dir . Wodan’ın Walkyri’lerinden biri iken ona karşı geldiği için Wodan onu değneği ile uyutmuş ve bu şatoya koymuştur. Siegfried onu kurtarana kadar da uyumuştur. Siegfried bir kaç gün şatoda kaldıktan sonra Brunehild ile vedalaşır ve parmağındaki yüzüğü ona bırakarak ayrılır. Siegfried sonunda babasının şatosuna döner. Siegmund ve Siegelinde oğullarının dönüşünden çok mutlu olmuşlardır ve bu Niederland’da ve başkent Xanten’de törenlerle kutlanır. Her yerden gelen şarkıcılar Siegfried’in kahramanlıklarını şarkılarla anlatırlar.Şarkıcılar , bunun yanında Burgond kralı Gunther , güzel kardeşi prenses Krimehild ve sadık vasalleri Hagen hakkında da şarkılar söylerler. Siegfried’in içi bir anda Ren Nehri’nin ötesindeki bu ülkeye gidip bu insanları tanıma arzusu ile dolar. Şenliklerin sonunda fikrini ailesine açar. Babası önce razı olmasa da daha sonra oğlunun yanına on iki şövalye alıp gitmesi koşulu ile kabul eder. Siegfried ailesi ile vedalaşarak ayrılır. Burgond’ların ülkesinde kral Gunther’in kardeşi Krimehild’in güzelliği dillere destandı . Krimehild kral Gunther’in ve ve diğer iki erkek kardeşi Gernot ve Giselher’in koruması altında büyümüştü. Krimehild bir gece rüyasında , kendi yetiştirdiği şahinlerden birinin iki kartal tarafından boğulduğunu görmüştü . Bu rüyayı annesi Ute’ye açtığında , annesi rüyasında gördüğü şahinin , en mutlu anında kaybedeceği kocası olduğunu söylemişti. Genç kız da bunun üzerine evlenmemeye karar vermiş ve bütün taliplerini geri çevirmişti. Siegfried on iki şövalye ile birlikte Burgondlar’ın ülkesine varır. Onları gören Gunther , gelenlerin soylu kişiler olduğunu anlayarak hemen karşılanmalarını buyurur. Siegfried’i hiç görmemiş olmasına rağmen kahramanlıklarını bilen Hagen konuklarını büyük saygı ile karşılar. Siegfried önce dövüşmeyi düşünürse de onların bu konuksever davranışları karşısında dayanamaz ve konukları olmayı kabul eder . Siegfried’in konukluğu bir sene sürmüştür. Bu bir sene boyunca Siegfried Krimehild’i hiç görmemiştir. Fakat Krimehild gizlice savaş oyunlarını seyretmiş , Siegfried’i görmüş ve kalbi onun sevgisi ile dolmuştu. Bu arada Saxonlar’ın ve Danimarka’nın kralları Burgondlar’a karşı savaş açarlar. Siegfried bu savaşta Burgondlar’ın yanında savaşır ve iki düşman kralı da esir etmeyi başarır. Haberciler Siegfried’in başarılarını bildirince Krimehild sevincini gizleyemez ve habercileri mükafatlandırır. Gunther bu zaferi kutlamak için büyük şenlikler düzenler. İşte bu şenlikler sırasında Siegfried sonunda Krimehild’i görür. Krimehild nedimeleri ile birlikte salona girdiğinde Siegfried onu karşılar , elini uzatır Siegfried onunla beraberken hiç duymadığı duyguları tadacaktır. Krimehild’i hiç bir zaman elde edemeyeceğini düşünerek umutsuzluğa kapılan Siegfried Burgond ülkesini terk etmeye karar verir. Tam gidecekken Giselher tarafından caydırılarak kalmaya karar verir. Şölenlerden birinde bir şarkıcı , bir adada yaşayan güzel bir prensesin şarkısını söylemektedir. Ada İzlanda , prenses de Brunehild’dir. Brunehild taliplerini savaş oyunlarına davet ediyor, rakip olarak da kendisi karşılarına çıkıyordu. Brunehild en cesurlarını dahi yeniyor, oyunlardan kaçanları öldürüyordu. Gunther bunları duyunca İzlanda’ya gidip Brunehild’i Burgondlar ülkesine getirmeye karar verir. Brunehild’i tanıyan Siegfried onu vazgeçirmeye çalışsa da başaramaz ve Gunther’in ricası üzerine onunla gitmeye razı olur . Tek koşulu vardır ; Krimehild’i eş olarak alacaktır. Gunther kabul eder. Gunther ve Siegfried yanlarına Hagen’i ve kardeşi Dankwart’ı alarak yola çıkarlar. On ikinci günün sabahı Brunehild’in şatosuna varırlar. Brunehild onları kabul eder. Savaş oyunları başladığında ise bir oyun oynarlar ; Siegfried Tarnkappe ile görünmez oluark Gunther’e yardım edip onun kazanmasını sağlar. Böylece Gunther Brunehild’i de kazanır. Gunther ve Siegfried Burgond ülkesine döndüklerinde coşkuyla karşılanırlar. Siegfried Gunther’e verdiği sözü hatırlatır. Gunther kızkardeşine sorar . Krimehild Gunther ile evlenmeyi kabul eder ve masaya birlikte otururlar. Bu Brunehild’e çok ağır gelir ve ağlamaya başlar. Gunther’e Siegfried’i Krimehild’e layık görmediğini ve Krimehild’in bir vasal ile evlenmemesi gerektiğini söyler. Gunther ise kararlıdır. Gece olunca Gunther ile Brunehild odalarına çekilirler. Brunehild Gunther ile yatmak istemez , hatta onu havaya kaldırarak duvardaki bir kancaya takar. Gunther geceyi böyle geçirir. Sabaha doğru Brunehild acıyarak onu indirir. Gunther’in Brunehild’e sahip olması yine Tarnkappe ‘yi takarak görünmez olan Siegfried sayesinde olur. Bu arada Siegfried Brunehild’e verdiği yüzüğü de alır ve döndüğünde Krimehild’e verir. Siegfried Krimehild ile evlendikten sonra onunla birlikte babasının ülkesine döner. Çok mutlu olan kral Siegmund krallığını oğlu Siegfried’e bırakır. Siegfried’in hükümdarlığı on seneyi tamamlamıştır. Krimehilde ona bir erkek çocuk verir ve adını Gunther koyarlar. Aynı şekilde Gunther ve Brunehild de oğullarının adını Siegfried koyarlar. Gunther ile Brunehild Worms’da , Siegfried ile Krimehild de Xanten’de mutlu yaşamaktadırlar. Fakat Brunehild’in içi içini yemektedir çünkü Krimehild ve Siegfried’i görememektedir. Gunther’e onları çağırmasını söyler , çünkü Siegfried hala onun vasalıdır ve çağırılınca gelmek zorundadır. Gunther buna karşı çıkar ve onları ancak dostları olarak davet edeceğini söyler. Siegfried bu daveti kabul eder ve bin şövalye ile yola çıkarlar. Worms’a vardıklarında Gunther onları sevinçle karşılar. On gün sakin geçer. On birinci gün , savaş oyunları tertip edilir . İki kraliçe , Brunehild ve Krimehild yanyana otururlar. Her ikisi de kocalarını övmeye başlarlar. Fakat övmeyle başlayan tartışma şiddetlenir ve birbirlerine küfür etmeye kadar varır. Dayanamayan Krimehild gerçeği söyler ; her şeyi yapan Gunther değil Siegfried’dir. Burnehild inanamaz. O zaman Krimehild kanıt olarak yüzüğü gösterir. Brunehild yıkılmıştır. Olayı öğrenen Hagen intikam alacağına yemin eder. Siegfried’in öldürülmesi gerekmektedir. Önceleri buna karşı çıkan Gunther sonunda razı olur. Siegfried’e bir oyun oynamaya karar verirler. Sahte haberciler Saxon ve Danimarka krallarının saldırıya geçeceklerini bildirir. Siegfried hemen sefere çıkmaya karar verir. Hazırlıklar tamamlandığında , Hagen , Krimehild’e giderek nasıl yardımcı olabileceğini sorar. Krimehild Hagen’den kocasını korumasını ister . Siegfried ancak iki omuzunun arasından yaralanabilmektedir; eğer Hagen dikkat ederse Siegfried yara almadan dönebilecektir. Bunun için Krimehild Siegfried’in elbisesinin üzerine , tam o bölgeye bir haç diker. Hagen amacına ulaşmıştır. Tam sefere çıkacakları zaman yine aynı haberciler gelerek barış yapıldığını bildirirler. Bunun üzerine savaşa gitmek yerine ava gitmeye karar verirler. Krimehild kocasını engellemeye çalışır. Gece rüyasında iki yaban domuzunun onu takip ettiğini gördüğünü ve çiçeklerin de kan kırmızısı olduğunu söyler. Siegfried onu dinlemez ve ava çıkar. Av sırasında bir kaynağın yanına gelirler. Siegfried Hagen ile yarışarak kaynağa daha önce varır , su içmek için silahlarını çıkartır. Gunther su içtikten sonra Siegfried de su içmek için eğilir. İşte tam o anda Hagen mızrağını alarak Siegfried’in elbisesinin üzerinde işli haçın üstüne , yani Siegfried’e silah işleyebilecek tek yere fırlatır. Bir anda neye uğradığını şaşıran Siegfried silahlarını arar fakat bulamaz. Gücü tükenmiştir. Hainlere lanet ederek yere yuvarlanır. Herkes onun yanına gelir. Gunther gözyaşı dökecekken Siegfried onu engeller ve bu işi yapanın böyle davranmaması gerektiğini söyler. Daha sonra Hagen ve Gunther’e , onu öldürmekle kendi sonlarını hazırladıklarını söyler ve can verir. Etraftaki bütün çiçekler kan kırmızısına boyanmışlardır. Hagen Siegfried’in cesedini , kilise dönüşü bulsun diye Krimehild’in kapısına taşır. Uşaklardan biri cesedi görerek , Kirmehild’in kapısında bir şövalye cesedi olduğunu söyler. Krimehild onun kim olduğunu anlar ve ağızından kanlar akarak yere yığılır. Ayıldığında bu işi kimin yaptığını tahmin etmektedir. Gunther’in bu işi haydutların yaptığını söylemesine rağmen ona inanmaz ve Hagen ile Gunther’den cesedin yanına yaklaşarak masumiyetlerini göstermelerini ister. Gunther yaklaştığında bir şey olmaz fakat Hagen yaklaştığında yaralardan kan akmaya başlar. Krimehilde kocasının cesedi başında üç gün üç gece bekler. Siegfried’i gömecekleri gün onu son bir kez daha görmek ister ve tabutu açtırır. Siegfried’in başını kaldırır , dudaklarından son bir kere öper. Gözlerinden kanlı yaşlar akmaktadır. Daha sonra da bayılır kalır. Krimehild , kendisine katedralin yanında bir yer yaptırır. Her gün kocasının mezarına ağlamaya gitmektedir. Dört yıl boyunca Gunther ile tek bir kelime bile konuşmaz , Hagen’i görmek bile istememektedir. Hagen ise Nibelungen hazinesini getirmeyi düşlemektedir. En sonunda Krimehild’i razı ederek hazineyi getirir. Krimehild , hazine gelince , herkese dağıtmaya başlar. Krimehild’in çok fazla yandaş kazancağından korkan Gunther ve Hagen hazineyi Krimehild’in elinden alırlar. Gernot , hazinenin daha fazla bela getirmemesi için Ren nehrine atılması gerektiğini söyler. Hagen bu görevi yerine getirir. Hazinenin battığı yeri bilen tek kişi olduğu için , bir gün onu yerinden çıkarmayı ummaktadır. Siegfried’in ölümünün üzerinden on üç sene geçmiştir.Bu arada Hun kralı Etzel’in de karısı ölmüştür. Etzel’e eş olarak Krimehild’i almalarını söylerler. Etzel de sadık Rudiger’i elçi olarak Burgond ülkesine gönderir. Gunther ve kardeşleri bu teklifi memnuniyetle karşılarlar. Buna bir tek Hagen karşı çıkar çünkü Krimehild’in güçlenmesinden korkmaktadır. Krimehild önceleri bu teklife karşı çıkmasına rağmen , Siegfried’in öcünü alabilmek amacı ile kabul eder ve kendine sadık olan Eckewert , beş yüz şövalyesi ve habercilerle birlikte Hun ülkesine doğru yola çıkar. Düğün Viyana’da olur. Daha sonra da Tuna Nehri’ni geçerek krallık merkezi Etzelbourg’a varırlar. Aradan yedi yıl geçmiştir. Krimehild Etzel’e bir de erkek çocuk vermiştir. Fakat herşeye rağmen Krimehild’in içindeki intikam ateşi sönmemiştir. Bir gün kralın yanına gelir ve ailesini görmek istediğini söyler. Krimehild’in oynamak istediği oyunu anlamayan Etzel bu isteği kabul eder ve habercilerini Worms’a gönderir. Haberciler yola çıkarken Krimehild özellikle Hgaen’in de gelmesini istediğini söyler. Haber Worms’a ulaştığında Hagen tuzağı anlar, fakat Gunther gitmek istemektedir. Gunther ve kardeşlerinin kararlılıkları karşısında , Hagen , korkak durumuna düşmemek için , gitmeyi kabul eder. Yanlarına kendilerine bağlı binlerce şövalyeyi alarak yola çıkarlar. Haberciler döndüğünde Krimehild ise sevinçlidir. Artık intikamını alabilecektir. Gunther ve beraberindekiler Hun ülkesine vardıklarında Rudiger tarafından karşılanırlar. Rudiger ve beş yüz adamı onların güvenliğinden sorumlu olacaklardır. Yolda Hunlar arasında yaşayan Dietrich ile karşılaşırlar. Dietrich onlara Krimehild’in yasının hala sürdüğünü söyler ve uyarır. Fakat dönmek için artık çok geçtir. Etzel’in sarayına vardıklarında Krimehild konuklarını yapmacık bir sevinç ile karşılar. Hagen’e ise Nibelungen hazinesini sorar. Hagen hazinenin dünyanın sonuna kadar Ren Nehri’nin dibinde kalacağını söyler. Krimehild hiddetlenir. Bütün konuklar tedirgin olurlar ve silahlarını bırakmazlar. Hagen suçunu Krimehild’e itiraf eder fakat pişman değildir, o sadece görevini yapmıştır. Hagen meydan okur , fakat kimse onunla dövüşmeye cesaret edemez. Ertesi gün Hagen bütün adamlarına silahlarını yanında bulundurmalarını çünkü dövüşeceklerini söyler. O gün turnuvalar sırasında Burgond senyörü Volker bir Hun savaşçısını öldürür. Ailesi intikam almak ister. Etzel zorla yatıştırır. Krimehild Burgondlar’ı yok etmesi için Etzel’in kardeşi Blödlin ile anlaşır. Blödlin ilk önce Burgond komutanı Dankward’ı öldürmek ister. Fakat Dankward ondan önce davranır ve onu öldürür. Artık müthiş bir dövüş başlamıştır. Dankwart olanları Hagen’e haber verir. Hagen Etzel ve Krimehild’in oğlunu öldürür ve yoluna çıkan Hunlar’ı öldürmeye başlar. Artık olaylar kontrolden çıkmaya başlamıştır. Saray öldürülen Hunlar’ın kanları ile kırmızıya boyanmıştır. Burgondlar’ı korumaya çalışan Rudiger’in de öldürülmesi Hunlar’ı çileden çıkarır. Tecrübeli savaşçı Hilderbrand’ın da savaşa girmesi ile Burgondlar’ın sonu gelmiştir. Hagen ve Gunther dışında hiç bir burgnd hayatta kalmamıştır. Gunther de Dietrich tarafından öldürülür. Hagen ise hapse atılır. Krimehild Hagen’i zindanda bulur ve ondan Nibelungen hazinesini ister.Fakat Hagen yerini söylemez. Hazine sonsuza kadar Ren Nehri’nin dibinde kalmalıdır. Krimehild Hagen’in yanında Balmung’u görür. Kılıcı iki eliyle kavrar ve Hagen’in başını gövdesinden ayırır. Artık intikamını almıştır. Hildebrand bütün bu insanların ölümüne dayanamaz ve Krimehild’e saldırır. Kadının bütün bağırmalarına rağmen onu orada öldürür. Destan bütün “ölmesi gerekenlerin” ölümü ile son bulur. Destan hakkında : Destan , ilk incelemeden de anlaşılacağı gibi , farklı bir çok hikayenin ustaca birleşmesinden meydana gelmiştir. Bu yüzden bir versiyonda olan bölün bir diğerinde olmayabilir. Örneğin Siegfried’in Brunehild’i kurtarması bir çok versiyonda yoktur. Hatta daha sonra inceleyeceğimiz Volsunga Saga’ya göre Krimehild’in annesi Siegfried’e Brunehild’i unutması için büyülü bir ilaç içirir. Bunun dışında destanda hem pagan öğelerin hem de Hristiyanlığa ait motiflerin yer alması , destanın yazıldığı tarihi gösterdiği kadar , destanın farklı parçalardan meydana geldiğini de göstermektedir. Nibelungen Destanı’nın kökeni de tartışmalıdır. Destanın Ren Nehri kıyılarında doğduğunu söyleyenlerin yanında , kökeninin daha kuzeyde , İskandinavya’da olduğunu söyleyenler de vardır. Bize göre , destanın köken olarak kuzeyde doğması , sonra da içine Ren Nehri kıyılarına ait öğelerin katılması daha olası gözükmektedir. Bunun en önemli kanıtı daha sonra göreceğimiz gibi kuzeyde bu destana kaynaklık eden daha eski destanların varlığıdır. THOR'UN ÇEKİCİ Thor bir sabah uyandığında çekicinin kaybolduğunu fark eder.İlk sözleri ;" Loki, beni dinle,çekicimin çalınmış olduğunu acı içinde fark ettim." olur. Daha sonra aceleyle Frejya'nın evine giderler. Frejya'ya ; " Frejya ,bana pelerinini ödünç verir misin,böylelikle kaybettiğim çekicimi bulup geri alabilirim?". Frejya; " Sana onu verirdim, eğer gümüşten veya altından yapılmış olsaydı bile." Daha sonra Loki kanatlarını çırparak Aesir'den devler ülkesine doğru uçtu. Thurse Kralı Thrym, bir tepenin üzerinde oturuyor ve kısrakların yelelerini okşuyordu. Thrym; "Alfler olmadan Aesir nasıl? Ve seni buraya ne getirdi?" Loki;" Sebep Aesir veya Alfler değil. Thor'un çekicini çalan sen misin?" Thrym;" Evet, ben çaldım. Ve hiç kimse ama hiç kimse bana Frejya'yı gelin olarak getirmeden çekici geri alamaz!". Loki yine kanatlarını çırparak devler ülkesinden Aesir'e doğru yola çıkar. Aesir'de onu Thor karşılar. " Benim için iyi haberler getirdin mi? Emeklerin boşa gitmemiştir umarım? Bana neler öğrendiğini anlat hadi." Loki; " Emeklerim boşa çıkmadı. Thurse Kralı, Thrym senin çekicine sahip. Ama ona Frejya'yı gelin olarak götürmeyen hiç kimse çekici geri alamaz... " Bunun üzerine doğruca Frejya 'nın evine giderler. Thor:" Frejya, gelinliğini giy! ikimiz devler ülkesine gidiyoruz." Frejya kızgınca:" Seninle devler ülkesine gitmem için deli olmam gerek!". Bu arada Aesir'deki tüm tanrı ve tanrıçalar Thorun çekicini nasıl geri alabileceklerini tartışmaktadırlar. Tanrıların en doğrucusu , Heimdall gelecek hakkında yorum yapar; "Thor'a Frejya'nın gelinliğini giydirmeli ve Brisings takılarıyla onu süslemeliyiz. Hadi hemen onu giydirmeye başlayalım ki Thrym'i kandırabilelim." Tanrıların en kuvvetlisi ve en cesuru Thor; " Eğer beni giydirirseniz arkamdan dedikodular çıkar, bana gülerler,çok küçük duruma düşerim." Bunun üzerine Laufey'nin oğlu Loki ; "Bu sözleri kendine sakla Thor. Unutma ki eğer çok kısa bir zaman da çekicini onlardan alamazsak Asgard devlerin olacak!". Böylece Thor çaresizce Frejya'nın gelinliğini giydi ve tanrıçalar onu tıpkı bir gelin gibi süslediler... Laufey'nin oğlu Loki ; "Ben senin hizmetçin olacağım ve ikimiz beraber devler ülkesine gideceğiz.". Aynı zamanda Thor'un keçileri de onlarla birlikte gelmek ve yülerini taşımak için koşumlandırıldılar. Vardıklarında Thurse Kralı Thrym yanındaki devlere ;" Sizler ! Hemen ayağa kalkın ve bana karım olarak gelen, Njord ve Noatun'nun kızı Frejya'yı karşılamaya gidin.Ve onu bana getirin! Benim altın boynuzlu ineklerim, simsiyah öküzlerim ve bir devin sahip olabileceği ve olmak istediği herşeyim var. Tek eksiğim Frejya..." O gece büyük devler sofrası hazırlanmıştı. Thor bir öküz çevirme, 8 alabalık ve kadınlar için getirilmiş olan kızarmış bir çok yemek daha yedi. Yaklaşık 3 litre bal likörünü de içti. Thurse kralı Thrym; " Siz hiç bu kadar güçlü, nezaketsiz ve aynı zamanda bukadar çok bal likörü içebilen bir gelin gördünüz mü hayatınızda ?" diye sorar. Thrym'in tebaası hemen yanıtlar yüce devin sözlerini; " Frejya tam 8 gecedir devlerin topraklarında aç, susuz bir şekilde yol almıştır.O Frejya'ya doğru uzanarak dudağını kaldırıp onu öpmek ister, fakat birden tek hamlede geri sıçrar.Ve yine sorar; " Neden Frejya'nın gözleri bu kadar dehşet verici, sanki gözlerinden alevler fışkırıyor!". Thrym'in tebaası hemen yanıtlar yüce devin sözlerini;" Frejya tam 8 gecedir devlerin topraklarında aç, susuz ve uykusuz bir şekilde yürümüştür. Biraz da düğün hediyeleri için özürlerini sunarak, devin zavallı kızkardeşi söze karışır; " Eğer benim sevgimi kazanmak istiyorsan, lütfen bana şu kolundaki kırmızı taşlı bilezikleri ver..." Thurse kralı Thrym ;" Çekici getirin ve böylece gelinimizi Frejya'yı kutsayalım. Çekiç Mjölnir'i, yemin ve kutsama tanrıçası Var'a verin ve artık bizi karı koca olarak kutsasın.". Thorun kalbi çekicini gördüğünde hızla atmaya başlar. Mjölnir onun önüne geldiğinde hızla çekicini kapar ve ilk önce Thurse kralı Thrym'i daha sonra da tüm ülkeyi yerle bir eder. Devin zavallı kızkardeşini de öldürür, ondan sadece bir düğün hediyesi isteyen. Ve en sonunda Odin'in oğlu çekicine kavuşur.
TANRILAR
AEGİR: İsminin anlamı genellikle suyla bağdaştırılmıştır. Diğer isimleri HLER ve GYMİR (Kör eden). Aegir deniz kıyısının veya okyanusun tanrısıydı. Kızdığında fırtınalar yaratırdı. Aegir Vanir'lerden bir devdi. Babası MİSTARBİLİNDİ (Sis körü), ve kardeşleri LOGİ (Ateş ve bazılarına göre LOKİ) ve KARİ (Hava)'ydi. Karısı (ve kardeşi) RAN'dı ve Hlesey adasının yakınlarındaki denizde yaşarlardı. Ran ve Aegir'in herbiri birer dalga olan dokuz çocukları vardı.
Aegir tanrılar için bira mayalardı. Her kış tanrılar Aegir'in evinde bira içerlerdi ve o misafirperverliğiyle ünlüydü. Evinde ışık sağlamak için ateş yakmak yerine yere altın koyarlardı. Bu yüzden altına "Aegir'in ateşi" denir. Aegir'in Fimafeng ve Eldir adında iki hizmetçisi vardı. BALDER'in ölümünden sonra Tanrılar Aegir'in evinde ziyafet için toplandılar. Loki kendini gösterdi ve odadaki herkese küfür etti. Fakat tanrılar oranın kutsal bir yer olmasından dolayı Loki'ye hiçbirşey yapamadılar.
ASGARD: İskandinav mitolojisinde Tanrıların yaşadıkları yerin adıdır. Yunan mitolojisindeki Olympus Dağı'dır. Cennetin olduğu yerdir ve sadece gökkuşağı köprüsünden geçilerek ulaşılabilir.Köprünün adı Bifrost olarak bilinir. Buradaki saray ve evlerin çoğu altın ve gümüşten yapılmıştır. En ünlüsü Odin'in sarayı Valhalla' dır. İskandinav mitolojisi, devler ve şeytanların tanrılara karşı açtığı son savaş Ragnarok (tanrıların alaca karanlığı)'da Asgard'ın yerle bir edilidiğini anlatır.
BALDER: Aesirlerden biridir ve isminin anlamı "muzaffer"dir. Aynı zamanda Gözyaşı Tanrısı olarak da çağrılan Balder Odin ve Frigg'in oğluydu ve çok yakışıklı ve adil bir tanrıydı.
Bir gün Balder bir rüya görür ve Odin rüyanın anlamını öğrenmek için Hel'in diyarına gider. Hel ona Balder'in ölümünü kehanet eder. Bunu üzerine Frigg yaşayan herşeye Balder'e zarar vermemesi için yemin ettirir. Fakat daha çok genç bir bitki olan ökseotunu unutur. Loki yaşlı bir kadın kılığına girer, Frigg'i ziyaret eder ve Balder'in ökseotu hariç herşeye karşı ölümsüz oduğunu öğrenir.Daha sonra ökseotundan bir ok yapar ve bunu Balder'e atması için kör tanrı HOD'u kandırır ve ölümüne yol açar.Haberci Hermod Hel'in diyarına gider ve yaşayan herşeyin Balder için ağladığı zaman Balder'in dönebileceğine dair söz alır. THOKK adlı bir dişi dev (şekil değiştirmiş Loki) Balder için ağlamayı reddeder . Balder böylece ölü kalır ve cenaze kayığında (hringhorni) yakılır.
BİL: Snorri onu tanrıçalardan biri olarak adlandırır. Snorri dünyadan aya giderken ona eşlik eden Bil ve Hjuki adlı iki çocuğun hikayesini anlatır. Babaları Vidfinn'dir. Bil aynı zamanda kaderi dokuyan tanrıçasıdır.
BOR: Buri'nin oğlu. Karısı buz devi Bolthorn'un kızı olan Bestla'dır. Bor Odin ,Vili ve Ve'nin babasıdır.
BRAGİ: Şiir tanrısıdır. Odin ve dev Gunlod'un oğludur.Odin'in baş şairiydi ve çok adildi. İdun'la evliydi ve dilinin üzerine kazınmış rünler vardı.
BURİ: İlk tanrı.İnek Audhumla kendini büyük buz parçalarını yalayarak besledi. gün be gün yaladıkça tanrı buzdan çıktı. Buri Bor'un babasıydı.
DELLİNG: Şafak tanrısı olarak kabul edilir ve isminin anlamı "parlayan" dır. Nott'un (Gece) üçüncü kocasıydı. Dag (Gün) adında bir oğulları vardı.
EİR: Sağlık tanrıçası ve en iyi doktordu. Sanatını Eski İskandinavya'da doktor olan kadınlara öğretti.
FENRİR: Loki ve dişi dev Angerboda'nın oğlu. Tanrılar onu zaptedebilmek için Gleipher denilen sihirli bir zincire vururlar. fakat o bu sırada tanrı Tyr'in sağ elini koparır.
FORSETİ: Adalet tanrısı. Balder ve NANNA'nın oğlu. İsminin anlamı "yöneten"dir.Evi Glidnir (Parıldama)'dir .
FREJYA: (FREYA). Güzellik ve aşk tanrıçası. Çok güzel mavi gözlü bir genç kadın olarak tasvir edilmiştir. Frey'in kız kardeşi ve ileri de Odin'in karısı olacak Frejya savaşta ölen kahramanların yarısını Asgard'daki kendi sarayı olan Folkvang'a götürmek için toplar. Bir çok hikayesi devlerin onu kaçırma teşebbüsleriyle doludur. Alman mitolojisindeki tanrıça Frigg'le eşdeğerdir. Ve Cuma günü Friday (Frejya's day ) onun adından gelir.
FRİGG: En yüce tanrıça olan Frigg Odin'in esas eşidir ve gök tanrıçasıdır. Yunanlı Hera ve Romalı Juno gibi evlilikleri de yönetir. Çok sessiz ve sakin olarak resmedilmiştir.
GEFJON: Bakire tanrıça. Aynı anda Aesir ve Vanir'in bir üyesi. Ölen bütün bakireler ona giderler. Aynı zamanda verimlilik tanrıçasıdır. İsminin anlamı "Verici"dir.
GULLVEİG: Vanir tanrıçası. Aesir'in onu öldürme çabaları dünyadaki ilk savaşın çıkmasına yol açtı ve bu savaşı Vanir kazandı. Bu iki kabile aralarında tanrıları takas ettiler ve birlikte hükmetmeye devam ettiler. Gullveig (altının gücü) bazen üçlü tanrıça bazen de Heid (cadı) olarak çağrılmıştır.
HEİMDALL: Şafak tanrısı ve gökkuşağı köprüsü Bifrost'un nöbetçisidir. Kilometrelerce ilerdeki dünyada rüzgarla dalgalanan çimenlerin sesini duyabilecek bir duyu gücüne sahiptir.
HEL: Ölüm tanrıçasıdır Loki'nin çirkin kızı. Alt dünya (cehennem) Niflheim'in sıcaklığına ve karanlığına hükmeder.Vücudunun yarısı mavi yarısı siyahtır .Masası " açlık", bıçağı " açlıktan ölmek" , yatağı " üzüntü" ve hizmetçileri " gecikme" ve " yavaşlık"tır. Bazı eski hıristiyanlara göre evi cehennemdir.
HERMOD: Tanrıların habercisi. Balderin ölümünden sonra Hel'in diyarına giderek Balder'in geri dönmesi için Hel'i ikna etmeye çalıştı.
HOD: Odin'in oğlu. Loki tarafından Balder'i öldürmek için kandırılan kör kış tanrısıdır. İsminin anlamı "savaş"tır.Vali, Odin'in oğullarından biri Hod'u öldürerek Balder'in intikamını aldı.
HOENİR: Aesir ve Vanir arasındaki savaştan sonra Vanir'e rehine olarak yollandı. İlk insanlara duyguyu veren tanrıdır.
İDUN: Bragi'nin karısı olan tanrıçadır. Tanrıları sonsuza dek genç tutacak olan elmaların koruyucusudur. Fırtına devi TJASSE onu kaçırır ve Loki onu öldürüp İdun'u geri alana kadar tanrılar yaşlanırlar.Gençlik tanrıçasıdır.İsminin anlamı "gençleştiren kişi"dir.
JORD(FJORGYN): Toprak tanrıçasıdır.Annesi Nott (Gece) ve babası Annar'dır. Thor ve Frigg'in annesidir.
LODUR: İlk insanlara konuşma kabiliyetini ve görünümlerini veren tanrıdır.
LOFN: İhtiraslı aşklarla ilgilenen tanrıçadır.Odin ve Frigg'den evlenmeleri yasak olan çiftlere bile bunu yapabilme izni almıştır.
LOKİ: İskandinav mitinde Loki kıskançlık ve tüm kavgaların ruhudur. Bir devin oğludur fakat tanrılarla beraber Asgard'da yaşar. Sürekli olarak tanrıların başına bela olur ama aklıyla da onlara hep yardım eder. Balder'i bir şekilde öldürmeyi başardıktan sonra tanrılar hain Loki'yi zehirli bir yılanın altına bağlarlar.Karısı Siguna yılanın Loki'nin yüzüne damlattığı zehir damlalarını bir kaba toplar ama kabı boşaltmak için döndüğünde Zehir Loki'nin canını öyle yakar ki bağırmasıyla bir depremler olur. Depremde karısının elindeki kap Loki'nin suratına dökülür Loki yine acı içinde kıvranır. Loki şeytani kuvvetlerin başı olacağı büyük savaş Ragnarok'a kadar hapis kalacak ve en sonunda tanrılara karşı büyük savaşı başlatacaktır.
MİMİR:Bilge bir kişi ve Bolthor'un oğlu.Bazı efsanelerde bir tanrı ve bazılarında bir dev.Vanir'e rehine olarak yollanmıştır.Vanir bunu görünce çıldırır ve onun kafasını keserler.Odin onun kafasını saklar ve bilgeliğe ihtiyaç duyduğunda danışabilmek için Mimir'in kuyusunun yakınlarına koyar.
MODİ: Thor'un oğlu.Ragnarok'ta sağ kalacaklardan biri. İsminin anlamı "cesaret"tir.
NANNA: Ay tanrıçası.Balder'in karısı ve Forseti'nin annesi.Balder'in ölümünden sonra kalp krizinden öldü ve Balder'le birlikte yakıldı.
NİFLHEİM: İskandinav mitinde yeraltı,soğuk ve ölümün yeri olarak geçer.Dokuz dünyadaki ölüm takipçisi Hel tarafından yönetilir.
NJORD:Deniz ve rüzgarın tanrısı.Frey ve Freya'nın babası.Vanirlerdendir ve evi Noatun'dur.Karısı dev Skadi'dir.Babası Thjatsi'nin ölümü üzerine tanrılar Skadi'ye kocasını seçme hakkını tanıdılar.Skadi sadece ayaklara bakarak seçeceği kocasının Balder olmasını istiyordu ama kazara Njord'u seçti.Njord ve Skadi nerede yaşayacakları konusunda anlaşmazlığa düştüler ve ayrıldılar.
ODİN: İskandinav mitolojisinde Odin bütün tanrıların şefi ve evrenin kurallarını koyan tanrıdır.Odin donmuş dev BOR ve Besstla'nın oğluydu.İlk başlarda kardeşleri Villi ve Ve ilk dev Ymir'i yendiler ve dünyayı yarattılar. Odin karısı Frejya ve diğer önemli İskandinav tanrılarından Thor ve Tyr ile birlikte Asgard'da yaşar. Ragnarok'da tanrılar Odin'in yönetiminde Loki'nin yönettiği devlerle çarpışırlar.Bu savaşta Odin kurt Fenrir tarafından yenilir. Ama sonra oğlu Vidar onun öcünü alır. Odin'in kutsal kuşu kuzgundur ve ana silahı da mızraktır(Gungir). Odin'in iki tane kurtu vardır .Geri ve Freki (anlamları açgözlüdür ). İki tane de kuzgunu vardır. Biri Huginn ( düşünceli) , diğeriyse Muninn (akıllı) isimlerinde olan bu kuzgunlar dış dünyada gördükleri ve duydukları herşeyi gelip Odin'e anlatırlar. Odin'in aynı zamanda 8 bacaklı Sleipnir adında bir atı vardır. Odin her yerde uzun boylu ,sakallı, ve tek gözlü olarak tasvir edilir. Efsaneye göre tek gözünü akıl ve bilgelik için değiş tokuş etmiştir.Hristiyanlık öncesi İskandinavya'sında Odin genelde insan kurban edilmesiyle anılır. Odin sık sık tatillere çıkar. Ve bazı söylencelere göre gençken iki kere sürgüne yollanmıştır. Bu gezilerinde adını değiştirir. Genellikle yeşil bir pelerin giyer, bir şapka ve maske takar. Odin şekil değiştirip kuş,balık, solucan gibi çeşitli hayvan kılıklarına bürünebilirdi. Bu gezilerinden en ünlü olanları Grimnisnal ve Vafprudnismal' dır.Adı Almanca' da Woden veya Wotan'dır. İngilizcedeki Wednesday (Çarşamba) " Odin'in günü"nden yani " Wodan's day" den gelir.
RAGNAROK: Dünyanın yok oluşudur. Tanrılar ve devler arasında çıkan bu büyük savaşta herkes birbirini acımasızca katleder. İzlanda Eddalarına göre ,devler hain tanrı Loki tarafından yönetilecek ve tanrıların evine yani Asgard'a saldıracaklardır. Devlerin gelişlerini Heimdall borazanıyla bir şarkı çalarak herkese haber vericektir. Bu yokoluştan sonra yeni bir dünya oluşacak ve hayat yeniden başlayacaktır.
RAN:Aegir'in karısı.Denizlerin fırtına tanrıçasıydı.Boğulan insanları ağıyla denizden toplardı.
SAGA:Odin'le evi Sokkvabekk'te içki içen tanrıçadır.Tarih tanrıçasıydı.İsminin anlamı "gaipten haber veren"dir.
SİF:Ekin ve verimlilik tanrıçası,Thor'un karısıdır.Bir kez Thor onun saçını çaldı ve yerine yenisini koymak zorunda kaldı.Dwarflara giderek altından bir saç yaptırdı.
SJOFN(VJOFN):Erkek ve kadının aşkı düşünmesini sağlayan tanrıça.Evli çiftler arasındaki kavgaları durdurmak onun göreviydi.
SNOTRA:Bilge ve nazik tanrıça olarak bilgelik ve bilgi tanrıçasıydı.
SYN:Davalarda sanıkları koruyan tanrıçadır.Frigg'in yardımcılarından biriydi ve Frigg'in sarayının kapısını korurdu.
THOR: Thor'un simgesi şimşektir. O kutsal savaş tanrısıdır. Thor Odin'in oğlu ve Odin'den sonra gelen en önemli tanrıdır. Düşmanlarına attığında kendisine geri gelen Mjolnir adında bir çekici, taktığında gücünü iki katına çıkartan bir kemeri ve Mjolnir'i rahat kullanabilmesi için demir eldivenleri vardır. İnsanlara karşı iyidir. Hemen hemen bütün hikayelerinde devlere karşı savaşır. Genelde çok kabadır.Çok büyük miktarlarda içki içer. Kızıl sakallı ,orta yaşlı ve zekasından çok kaba kuvvetine güvenen bir tanrıdır. Çok popüler bir efsaneye göre; Tanrıların evlerini yapan dev Mjolnir'le ödüllendirilecektir. Çekiç dev Thrym'in eline geçtiğinde Thor Frejya kılığına girerek ondan çekicini alır.Çünkü Thrym sadece Frejya ona gelin olarak gelirse çekici geri vereceğini söylemiştir. Thor aynı zamanda Atl veya Donar olarak da bilinir. Şimşek tanrısının günü İngilizcede Thursday, Almanca da Donnersdag'dır .
THRUD:Thor'un kızı.Dwarf Alvis onunla evlenmek istedi ama Thor onu kandırarak güneş yükselirken toprak üstüne çıkmasını sağladı ve onu taşa dönüştürdü.
TYR:Savaş tanrısıdır.Sadece o kurt Fenrir'in ağzına elini sokacak kadar cesurdu.Bu olayın sonunda kurt sağ elini ısırarak koparır.Salı günü(Tuesday)onun günüdür.Tyr aynı zamanda Anglo Saksonlar tarafından Tiw,Tiu olarak da adlandırıldı.
ULL:Av ve okçuluk tanrısıdır.Silahı Porsuk ağacı'ndan yapılmış bir uzun oktu ve Ydal'da yaşardı.Düellolarda yardım için çağrılırdı.Thor ve Sif'in oğluydu.Sıklıkla tapılan bir tanrıydı.Hatta bir ara en yüksek tanrılardan biri kabul edilmiştir.
VALİ:Vidar'ın kardeşi(bazı kaynaklara göre Odin'in oğullarının en genci).Dev Rind'in oğludur ve Aesir kendi kanından birini öldüremeyeceği için ve Balder'in intikamını almak için özellikle doğurulmuştur.Bir gecelikken Hod'u öldürdü.Ragnarok'ta sağ kalacak 7 Aesir'den biridir.
VAR:Evlilik sözlerini tutmayanları cezalandıran tanrıça(Tahminen Vor'la aynı kişi).
VE: Bor veBestla'nın oğlu,Vili ve Odin'in kardeşidir.Kardeşleriyle beraber dev Ymir'i öldürerek leşinden dünyayı yarattı.İsminin anlamı "kutsaldır".
VİDAR: Odin ve Grid'in (bir dev) oğludur.Vali adında bir ikiz kardeşi vardı.Vidi'de yaşardı.Tanrıların en güçlülerindendi ve intikam tanrısı olarak kabul edilebilir.Ragnarok'ta kurt Fenrir'i öldürerek babasının intikamını alacaktır.Son savaşta sağ kalacak Aesir'den biridir.
VİLİ:Bor veBestla'nın oğlu,Ve ve Odin'in kardeşidir.Kardeşleriyle beraber dev Ymir'i öldürerek leşinden uzayı yarattı.İnsanlara düşünce ve hareketi verdi.İsminin anlamı "istek"tir.
VOR:İsminin anlamı "yemin" olan tanrıçadır.Ondan hiçbirşey saklanamaz çünkü çok bilgedir.Bazı kaynaklara göre evliliğin ve anlaşmaların da tanrıçasıdır.