YAŞADIKLARIMDAN ÖĞRENDİĞİM BİR ŞEY VAR

 

Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var

Yaşadın mı yoğunluğun yaşayacaksın her şeyi

Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten

Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği

 

İnsan saatlerce bakabilir gök yüzüne

Denize saatlerce bakabilir,bir kuşa ,bir çocuğa

Yaşamak yeryüzünde onunla karışmaktır

Kopmaz kökler salmaktır oraya

 

Kucakladın mı sımsıkı kucaklayacaksın arkadaşını

Kavgaya tüm kaslarınla,gövdenle,tutkunla gireceksin

Ve uzandın mı bir kez sımsıcak kumlara

Bir kum tanesi gibi,bir yaprak gibi,bir taş gibi dinleneceksin

 

İnsan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildiğine

Hem de tüm benliği seslerle,ezgilerle dolarcasına

İnsan balıklama dalmalı hayatın içine

Bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasına

 

Uzak ülkeler çekmeli seni,tanımadığın insanlar

Bütün kitapları okumak,bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın

Değişmemelisin hiçbir şeyle bir bardak su içmenin mutluluğunu

Fakat ne kadar sevinç varsa yaşamak özlemiyle dolmalısın

 

Ve kederi de yaşamalısın namusluca ve bütün benliğinle

Çünkü acılarda sevinçler gibi olgunlaştırır insanı

Kanın karışmalı hayatın büyük dolaşımına

Dolaşmalı damarlarında hayatın sonsuz taze  kanı

 

Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var

Yaşadın mı büyük yaşayacaksın,ırmaklara,göğe,bütün evrene karışırcasına

Çünkü ömür  dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır

Ve hayat sunulmuş bir armağandır insana...

                                                           

                                                                             -1977-

                                                              Ataol BEHRAMOĞLU

 

Geri | Ana Sayfa | İleri