İKİNCİ
KISIM
Temel
Haklar ve Ödevler
BİRİNCİ BÖLÜM
Genel Hükümler
I.
Temel hak ve hürriyetlerin niteliği
MADDE
12. –
Herkes, kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve
hürriyetlere sahiptir.
Temel hak ve hürriyetler, kişinin topluma, ailesine ve diğer kişilere
karşı ödev ve sorumluluklarını da ihtiva eder.
II.
Temel hak ve hürriyetlerin sınırlanması
MADDE 13.
– (Değişik: 3.10.2001-4709/2 md.) Temel hak ve hürriyetler, özlerine
dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere
bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın
sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin
gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.
III.
Temel hak ve hürriyetlerin kötüye kullanılamaması
MADDE
14. – (Değişik:
3.10.2001-4709/3 md.) Anayasada yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbiri,
Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan
haklarına dayanan demokratik ve lâik Cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan
faaliyetler biçiminde kullanılamaz.
Anayasa hükümlerinden hiçbiri, Devlete veya kişilere,
Anayasayla tanınan temel hak ve hürriyetlerin yok edilmesini veya
Anayasada belirtilenden daha geniş şekilde sınırlandırılmasını amaçlayan
bir faaliyette bulunmayı mümkün kılacak şekilde yorumlanamaz.
Bu hükümlere aykırı faaliyette bulunanlar hakkında uygulanacak müeyyideler,
kanunla düzenlenir.
IV. Temel hak
ve hürriyetlerin kullanılmasının durdurulması
MADDE
15. – Savaş,
seferberlik, sıkıyönetim veya olağanüstü hallerde, milletlerarası
hukuktan doğan yükümlülükler ihlâl edilmemek kaydıyla, durumun gerektirdiği
ölçüde temel hak ve hürriyetlerin kullanılması kısmen veya tamamen
durdurulabilir veya bunlar için Anayasada öngörülen güvencelere aykırı
tedbirler alınabilir.
Birinci fıkrada belirlenen durumlarda da, savaş hukukuna uygun fiiller
sonucu meydana gelen ölümler ile, ölüm cezalarının infazı dışında, kişinin
yaşama hakkına, maddî ve manevî varlığının bütünlüğüne dokunulamaz;
kimse din, vicdan, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz ve
bunlardan dolayı suçlanamaz; suç ve cezalar geçmişe yürütülemez; suçluluğu
mahkeme kararı ile saptanıncaya kadar kimse suçlu sayılamaz.
V.
Yabancıların durumu
MADDE 16.
– Temel hak ve hürriyetler, yabancılar için, milletlerarası hukuka uygun
olarak kanunla sınırlanabilir.
İKİNCİ BÖLÜM
Kişinin Hakları ve Ödevleri
I.
Kişinin dokunulmazlığı, maddî ve manevî varlığı
MADDE
17. –
Herkes, yaşama, maddî ve manevî varlığını koruma ve geliştirme hakkına
sahiptir.
Tıbbî zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında, kişinin vücut
bütünlüğüne dokunulamaz; rızası olmadan bilimsel ve tıbbî deneylere tâbi
tutulamaz.
Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan
bir cezaya veya muameleye tâbi tutulamaz.
Mahkemelerce verilen ölüm cezalarının yerine getirilmesi hali ile meşrû
müdafaa hali, yakalama ve tutuklama kararlarının yerine getirilmesi, bir
tutuklu veya hükümlünün kaçmasının önlenmesi, bir ayaklanma veya isyanın
bastırılması, sıkıyönetim veya olağanüstü hallerde yetkili merciin
verdiği emirlerin uygulanması sırasında silah kullanılmasına kanunun cevaz
verdiği zorunlu durumlarda meydana gelen öldürme fiilleri, birinci fıkra hükmü
dışındadır.
II.
Zorla çalıştırma yasağı
MADDE
18. – Hiç
kimse zorla çalıştırılamaz. Angarya yasaktır.
Şekil ve şartları kanunla düzenlenmek üzere hükümlülük veya
tutukluluk süreleri içindeki çalıştırmalar; olağanüstü hallerde vatandaşlardan
istenecek hizmetler; ülke ihtiyaçlarının zorunlu kıldığı alanlarda öngörülen
vatandaşlık ödevi niteliğindeki beden ve fikir çalışmaları, zorla çalıştırma
sayılmaz.
III.
Kişi hürriyeti ve güvenliği
MADDE
19. –
Herkes, kişi hürriyeti ve güvenliğine sahiptir.
Şekil ve şartları kanunda gösterilen :
Mahkemelerce verilmiş hürriyeti kısıtlayıcı cezaların ve güvenlik
tedbirlerinin yerine getirilmesi; bir mahkeme kararının veya kanunda öngörülen
bir yükümlülüğün gereği olarak ilgilinin yakalanması veya tutuklanması;
bir küçüğün gözetim altında ıslahı veya yetkili merci önüne çıkarılması
için verilen bir kararın yerine getirilmesi; toplum için tehlike teşkil eden
bir akıl hastası, uyuşturucu madde veya
alkol tutkunu, bir serseri veya hastalık yayabilecek bir kişinin bir müessesede
tedavi, eğitim veya ıslahı için kanunda belirtilen esaslara uygun olarak alınan
tedbirin yerine getirilmesi; usulüne aykırı şekilde ülkeye girmek isteyen
veya giren, ya da hakkında sınır dışı etme yahut geri verme kararı
verilen bir kişinin yakalanması veya tutuklanması; halleri dışında kimse hürriyetinden
yoksun bırakılamaz.
Suçluluğu hakkında kuvvetli belirti bulunan kişiler, ancak kaçmalarını,
delillerin yokedilmesini veya değiştirilmesini önlemek maksadıyla veya
bunlar gibi tutuklamayı zorunlu kılan ve kanunda gösterilen diğer hallerde hâkim
kararıyla tutuklanabilir. Hâkim kararı olmadan yakalama, ancak suçüstü
halinde veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde yapılabilir; bunun şartlarını
kanun gösterir.
Yakalanan veya tutuklanan kişilere, yakalama veya tutuklama sebepleri
ve haklarındaki iddialar herhalde yazılı ve bunun hemen mümkün olmaması halinde sözlü olarak derhal, toplu
suçlarda en geç hâkim huzuruna çıkarılıncaya kadar bildirilir.
(Değişik: 3.10.2001-4709/4 md.) Yakalanan veya tutuklanan kişi,
tutulma yerine en yakın mahkemeye gönderilmesi için gerekli süre hariç en
geç kırksekiz saat ve toplu olarak işlenen suçlarda en çok dört gün içinde
hâkim önüne çıkarılır. Kimse,
bu süreler geçtikten sonra hâkim kararı olmaksızın hürriyetinden yoksun bırakılamaz.
Bu süreler olağanüstü hal, sıkıyönetim ve savaş hallerinde uzatılabilir.
(Değişik: 3.10.2001-4709/4 md.) Kişinin yakalandığı veya tutuklandığı,
yakınlarına derhal bildirilir.
Tutuklanan kişilerin, makul süre içinde yargılanmayı ve soruşturma
veya kovuşturma sırasında serbest bırakılmayı isteme hakları vardır.
Serbest bırakılma ilgilinin yargılama süresince duruşmada hazır bulunmasını
veya hükmün yerine getirilmesini sağlamak için bir güvenceye bağlanabilir.
Her ne sebeple olursa olsun, hürriyeti kısıtlanan kişi, kısa sürede
durumu hakkında karar verilmesini ve bu kısıtlamanın kanuna aykırılığı
halinde hemen serbest bırakılmasını sağlamak amacıyla yetkili bir yargı
merciine başvurma hakkına sahiptir.
(Değişik: 3.10.2001-4709/4 md.) Bu esaslar dışında bir işleme tâbi
tutulan kişilerin uğradıkları zarar, tazminat hukukunun genel prensiplerine
göre, Devletçe ödenir.
IV.
Özel hayatın gizliliği ve korunması
A. Özel hayatın gizliliği
MADDE
20. – Herkes, özel
hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel
hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz. (Mülga cümle:
3.10.2001-4709/5 md.)
(Değişik: 3.10.2001-4709/5 md.) Millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin
önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâkın korunması veya başkalarının
hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı
olarak, usulüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere
bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış
merciin yazılı emri bulunmadıkça; kimsenin üstü, özel kâğıtları ve eşyası
aranamaz ve bunlara el konulamaz. Yetkili merciin
kararı yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim,
kararını el koymadan itibaren kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde,
el koyma kendiliğinden kalkar.
B.
Konut dokunulmazlığı
MADDE
21. – (Değişik:
3.10.2001-4709/6 md.) Kimsenin konutuna dokunulamaz. Millî güvenlik, kamu düzeni,
suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâkın korunması veya
başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya
birkaçına bağlı olarak usulüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça;
yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de
kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça; kimsenin
konutuna girilemez, arama yapılamaz ve buradaki eşyaya el konulamaz. Yetkili
merciin kararı yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim,
kararını el koymadan itibaren kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde,
el koyma kendiliğinden kalkar.
C.
Haberleşme hürriyeti
MADDE
22. – (Değişik:
3.10.2001-4709/7 md.) Herkes, haberleşme hürriyetine sahiptir. Haberleşmenin
gizliliği esastır.
Millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık
ve genel ahlâkın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin
korunması sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı olarak usulüne göre
verilmiş hâkim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak
gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin
yazılı emri bulunmadıkça; haberleşme engellenemez ve gizliliğine
dokunulamaz. Yetkili merciin kararı yirmidört saat içinde görevli hâkimin
onayına sunulur. Hâkim, kararını kırksekiz saat içinde açıklar; aksi
halde, karar kendiliğinden kalkar.
İstisnaların uygulanacağı kamu kurum ve kuruluşları kanunda
belirtilir.
V.
Yerleşme ve seyahat hürriyeti
MADDE
23. –
Herkes, yerleşme ve seyahat hürriyetine sahiptir.
Yerleşme hürriyeti, suç işlenmesini önlemek, sosyal ve ekonomik
gelişmeyi sağlamak, sağlıklı ve düzenli kentleşmeyi gerçekleştirmek ve
kamu mallarını korumak;
Seyahat hürriyeti, suç soruşturma ve kovuşturması sebebiyle ve suç
işlenmesini önlemek;
Amaçlarıyla kanunla sınırlanabilir.
(Değişik: 3.10.2001-4709/8 md.) Vatandaşın yurt dışına çıkma hürriyeti,
vatandaşlık ödevi ya da ceza soruşturması veya kovuşturması sebebiyle sınırlanabilir.
Vatandaş sınır dışı edilemez ve yurda girme hakkından yoksun bırakılamaz.
VI.
Din ve vicdan hürriyeti
MADDE
24. – Herkes,
vicdan, dinî inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir.
14 üncü madde hükümlerine
aykırı olmamak şartıyla ibadet, dinî âyin ve törenler serbesttir.
Kimse, ibadete, dinî âyin ve törenlere katılmaya, dinî inanç ve
kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; dinî inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz
ve suçlanamaz.
Din ve ahlâk eğitim ve öğretimi Devletin gözetim
ve denetimi altında yapılır. Din kültürü ve ahlâk öğretimi ilk ve orta-öğretim
kurumlarında okutulan zorunlu dersler arasında yer alır. Bunun dışındaki
din eğitim ve öğretimi ancak, kişilerin kendi isteğine, küçüklerin de
kanunî temsilcisinin talebine bağlıdır.
Kimse, Devletin sosyal, ekonomik, siyasî veya hukukî temel düzenini kısmen
de olsa, din kurallarına dayandırma veya siyasî veya kişisel çıkar yahut nüfuz
sağlama amacıyla her ne suretle olursa olsun, dini veya din duygularını
yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz.
VII.
Düşünce ve kanaat hürriyeti
MADDE 25.
– Herkes, düşünce ve kanaat hürriyetine sahiptir.
Her ne sebep ve amaçla olursa olsun kimse, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya
zorlanamaz; düşünce ve kanaatleri sebebiyle kınanamaz ve suçlanamaz.
VIII.
Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti
MADDE 26.
– Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla
tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet
resmî makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek
serbestliğini de kapsar. Bu fıkra hükmü, radyo, televizyon, sinema veya
benzeri yollarla yapılan yayımların izin sistemine bağlanmasına engel değildir.
(Değişik: 3.10.2001-4709/9 md.) Bu hürriyetlerin
kullanılması, millî güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği, Cumhuriyetin
temel nitelikleri ve Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünün
korunması, suçların önlenmesi, suçluların cezalandırılması, Devlet sırrı
olarak usulünce belirtilmiş bilgilerin açıklanmaması, başkalarının şöhret
veya haklarının, özel ve aile hayatlarının yahut kanunun öngördüğü
meslek sırlarının korunması veya yargılama görevinin gereğine uygun
olarak yerine getirilmesi amaçlarıyla sınırlanabilir.
(Üçüncü fıkra mülga: 3.10.2001-4709/9 md.)
Haber ve düşünceleri yayma araçlarının
kullanılmasına ilişkin düzenleyici hükümler, bunların yayımını
engellememek kaydıyla, düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin sınırlanması
sayılmaz.
(Ek: 3.10.2001-4709/9 md.) Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin
kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunla düzenlenir.
IX.
Bilim ve sanat hürriyeti
MADDE 27.
– Herkes, bilim ve sanatı serbestçe öğrenme ve öğretme, açıklama,
yayma ve bu alanlarda her türlü araştırma hakkına sahiptir.
Yayma hakkı, Anayasanın 1 inci, 2 nci ve 3
üncü maddeleri hükümlerinin değiştirilmesini sağlamak amacıyla kullanılamaz.
Bu madde hükmü yabancı yayınların
ülkeye girmesi ve dağıtımının kanunla düzenlenmesine engel değildir.
X.
Basın ve yayımla ilgili hükümler
A. Basın hürriyeti
MADDE 28.
– Basın hürdür, sansür edilemez. Basımevi kurmak izin alma ve malî
teminat yatırma şartına bağlanamaz.
(İkinci fıkra mülga: 3.10.2001-4709/10 md.)
Devlet, basın ve haber alma hürriyetlerini
sağlayacak tedbirleri alır.
Basın hürriyetinin sınırlanmasında,
Anayasanın 26 ve 27 nci maddeleri hükümleri uygulanır.
Devletin iç ve dış güvenliğini, ülkesi
ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü tehdit eden veya suç işlemeye ya da
ayaklanma veya isyana teşvik eder nitelikte olan veya Devlete ait gizli
bilgilere ilişkin bulunan her türlü haber veya yazıyı, yazanlar veya bastıranlar
veya aynı amaçla, basanlar, başkasına verenler, bu suçlara ait kanun hükümleri
uyarınca sorumlu olurlar. Tedbir yolu ile dağıtım hâkim kararıyla;
gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunun açıkça yetkili kıldığı
merciin emriyle önlenebilir. Dağıtımı önleyen yetkili merci, bu kararını
en geç yirmidört saat içinde yetkili hâkime bildirir. Yetkili hâkim bu
kararı en geç kırksekiz saat içinde onaylamazsa, dağıtımı önleme kararı
hükümsüz sayılır.
Yargılama görevinin amacına uygun olarak
yerine getirilmesi için, kanunla belirtilecek sınırlar içinde, hâkim tarafından
verilen kararlar saklı kalmak üzere, olaylar hakkında yayım yasağı
konamaz.
Süreli veya süresiz yayınlar, kanunun gösterdiği suçların soruşturma
veya kovuşturmasına geçilmiş olması hallerinde hâkim kararıyla; Devletin
ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünün, millî güvenliğin, kamu düzeninin,
genel ahlâkın korunması ve suçların önlenmesi bakımından gecikmesinde
sakınca bulunan hallerde de kanunun açıkça yetkili kıldığı merciin
emriyle toplatılabilir. Toplatma kararı veren yetkili merci, bu kararını en
geç yirmidört saat içinde yetkili hâkime bildirir; hâkim bu kararı en geç
kırksekiz saat içinde onaylamazsa, toplatma kararı hükümsüz sayılır.
Süreli veya süresiz yayınların suç soruşturma veya kovuşturması
sebebiyle zapt ve müsaderesinde genel hükümler uygulanır.
Türkiye’de yayımlanan süreli yayınlar, Devletin ülkesi ve
milletiyle bölünmez bütünlüğüne, Cumhuriyetin temel ilkelerine, millî güvenliğe
ve genel ahlâka aykırı yayımlardan mahkûm olma halinde, mahkeme kararıyla
geçici olarak kapatılabilir. Kapatılan süreli yayının açıkça devamı
niteliğini taşıyan her türlü yayın yasaktır; bunlar hâkim kararıyla
toplatılır.
B.
Süreli ve süresiz yayın hakkı
MADDE
29. – Süreli
veya süresiz yayın önceden izin alma ve malî teminat yatırma şartına bağlanamaz.
Süreli yayın çıkarabilmek için kanunun gösterdiği bilgi ve
belgelerin, kanunda belirtilen yetkili mercie verilmesi yeterlidir. Bu bilgi ve
belgelerin kanuna aykırılığının tespiti halinde yetkili merci, yayının
durdurulması için mahkemeye başvurur.
Süreli yayınların çıkarılması, yayım şartları, malî kaynakları
ve gazetecilik mesleği ile ilgili esaslar kanunla düzenlenir. Kanun, haber, düşünce
ve kanaatlerin serbestçe yayımlanmasını engelleyici veya zorlaştırıcı
siyasal, ekonomik, malî ve teknik şartlar koyamaz.
Süreli yayınlar, Devletin ve diğer kamu tüzelkişilerinin veya
bunlara bağlı kurumların araç ve imkânlarından eşitlik esasına göre
yararlanır.
C.
Basın araçlarının korunması
MADDE
30. –
Kanuna uygun şekilde basın işletmesi olarak kurulan basımevi ve eklentileri,
Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü, Cumhuriyetin temel
ilkeleri ve millî güvenlik aleyhinde işlenmiş bir suçtan mahkûm olma hali
hariç, suç aleti olduğu gerekçesiyle zapt ve müsadere edilemez ve işletilmekten
alıkonulamaz.
D.
Kamu tüzelkişilerinin elindeki basın dışı kitle haberleşme araçlarından
yararlanma hakkı
MADDE
31. – Kişiler
ve siyasî partiler, kamu tüzelkişilerinin elindeki basın dışı kitle
haberleşme ve yayım araçlarından yararlanma hakkına sahiptir. Bu
yararlanmanın şartları ve usulleri kanunla düzenlenir.
(Değişik: 3.10.2001-4709/11 md.) Kanun, millî
güvenlik, kamu düzeni, genel ahlâk ve sağlığın korunması sebepleri dışında,
halkın bu araçlarla haber almasını, düşünce ve kanaatlere ulaşmasını
ve kamuoyunun serbestçe oluşmasını engelleyici kayıtlar koyamaz.
E.
Düzeltme ve cevap hakkı
MADDE 32.
– Düzeltme ve cevap hakkı, ancak kişilerin haysiyet ve şereflerine
dokunulması veya kendileriyle ilgili gerçeğe aykırı yayınlar yapılması
hallerinde tanınır ve kanunla düzenlenir.
Düzeltme ve cevap yayımlanmazsa, yayımlanmasının
gerekip gerekmediğine hâkim tarafından ilgilinin müracaat tarihinden
itibaren en geç yedi gün içerisinde karar verilir.
XI. Toplantı
hak ve hürriyetleri
A. Dernek kurma
hürriyeti
MADDE 33.
– (Değişik: 23.7.1995-4121/2 md.; 3.10.2001-4709/12 md.) Herkes, önceden
izin almaksızın dernek kurma ve
bunlara üye olma ya da üyelikten çıkma hürriyetine sahiptir.
Hiç kimse bir derneğe üye olmaya ve
dernekte üye kalmaya zorlanamaz.
Dernek kurma hürriyeti ancak, millî güvenlik,
kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâk ile
başkalarının hürriyetlerinin korunması sebepleriyle ve kanunla sınırlanabilir.
Dernek kurma hürriyetinin kullanılmasında
uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunda gösterilir.
Dernekler, kanunun öngördüğü hallerde hâkim
kararıyla kapatılabilir veya faaliyetten alıkonulabilir. Ancak, millî güvenliğin,
kamu düzeninin, suç işlenmesini veya suçun devamını önlemenin yahut
yakalamanın gerektirdiği hallerde gecikmede sakınca varsa, kanunla bir merci,
derneği faaliyetten men ile yetkilendirilebilir. Bu merciin kararı, yirmidört
saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını kırksekiz
saat içinde açıklar; aksi halde, bu idarî karar kendiliğinden yürürlükten
kalkar.
Birinci fıkra hükmü, Silahlı Kuvvetler ve
kolluk kuvvetleri mensuplarına ve görevlerinin gerektirdiği ölçüde Devlet
memurlarına kanunla sınırlamalar getirilmesine engel değildir.
Bu madde hükümleri vakıflarla ilgili olarak da uygulanır.
B. Toplantı ve
gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı
MADDE 34.
– (Değişik: 3.10.2001-4709/13 md.) Herkes, önceden izin almadan, silahsız
ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına
sahiptir.
Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı
ancak, millî güvenlik, kamu düzeni,
suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlığın ve genel ahlâkın veya başkalarının
hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla
ve kanunla sınırlanabilir.
Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme
hakkının kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunda gösterilir.
XII. Mülkiyet
hakkı
MADDE
35. –
Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir.
Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir.
Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz.
XIII. Hakların
korunması ile ilgili hükümler
A. Hak arama hürriyeti
MADDE
36. – (Değişik:
3.10.2001-4709/14 md.) Herkes, meşrû vasıta ve yollardan faydalanmak
suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma
ile adil yargılanma hakkına sahiptir.
Hiçbir mahkeme, görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan kaçınamaz.
B. Kanunî hâkim
güvencesi
MADDE
37. – Hiç
kimse kanunen tâbi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.
Bir kimseyi kanunen tâbi olduğu mahkemeden
başka bir merci önüne çıkarma sonucunu doğuran yargı yetkisine sahip olağanüstü
merciler kurulamaz.
C. Suç ve
cezalara ilişkin esaslar
MADDE 38.
– Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir
fiilden dolayı cezalandırılamaz; kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç
için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez.
Suç ve ceza zamanaşımı ile ceza mahkûmiyetinin
sonuçları konusunda da yukarıdaki fıkra uygulanır.
Ceza ve ceza yerine geçen güvenlik
tedbirleri ancak kanunla konulur.
Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar,
kimse suçlu sayılamaz.
Hiç kimse kendisini ve kanunda gösterilen
yakınlarını suçlayan bir beyanda bulunmaya veya bu yolda delil göstermeye
zorlanamaz.
(Ek: 3.10.2001-4709/15 md.) Kanuna aykırı
olarak elde edilmiş bulgular, delil olarak kabul edilemez.
Ceza sorumluluğu şahsîdir.
(Ek: 3.10.2001-4709/15 md.) Hiç kimse, yalnızca
sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı özgürlüğünden
alıkonulamaz.
(Ek: 3.10.2001-4709/15 md.) Savaş, çok yakın
savaş tehdidi ve terör suçları halleri dışında ölüm cezası verilemez.
Genel müsadere cezası verilemez.
İdare, kişi hürriyetinin kısıtlanması
sonucunu doğuran bir müeyyide uygulayamaz. Silahlı Kuvvetlerin iç düzeni
bakımından bu hükme kanunla istisnalar getirilebilir.
Vatandaş, suç sebebiyle yabancı bir ülkeye
geri verilemez.
XIV. İspat
hakkı
MADDE
39. – Kamu
görev ve hizmetinde bulunanlara karşı, bu görev ve hizmetin yerine
getirilmesiyle ilgili olarak yapılan isnatlardan dolayı açılan hakaret
davalarında, sanık, isnadın doğruluğunu ispat hakkına sahiptir. Bunun dışındaki
hallerde ispat isteminin kabulü, ancak isnat olunan fiilin doğru olup olmadığının
anlaşılmasında kamu yararı bulunmasına veya şikâyetçinin ispata razı
olmasına bağlıdır.
XV. Temel hak
ve hürriyetlerin korunması
MADDE
40. –
Anayasa ile tanınmış hak ve hürriyetleri ihlâl edilen herkes, yetkili
makama geciktirilmeden başvurma imkânının sağlanmasını isteme hakkına
sahiptir.
(Ek: 3.10.2001-4709/16 md.) Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin
hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek
zorundadır.
Kişinin, resmî görevliler tarafından vâki
haksız işlemler sonucu uğradığı zarar da, kanuna göre, Devletçe tazmin
edilir. Devletin sorumlu olan ilgili görevliye rücu hakkı saklıdır.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Sosyal ve Ekonomik Haklar ve Ödevler
I. Ailenin
korunması
MADDE
41. – (Değişik:
3.10.2001-4709/17 md.) Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe
dayanır.
Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların
korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için
gerekli tedbirleri alır, teşkilâtı kurar.
II. Eğitim ve
öğrenim hakkı ve ödevi
MADDE
42. –
Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz.
Öğrenim hakkının kapsamı kanunla tespit edilir ve düzenlenir.
Eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılâpları doğrultusunda,
çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, Devletin gözetim ve denetimi altında
yapılır. Bu esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz.
Eğitim ve öğretim hürriyeti, Anayasaya sadakat borcunu ortadan kaldırmaz.
İlköğretim, kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunludur ve
Devlet okullarında parasızdır.
Özel ilk ve orta dereceli okulların bağlı olduğu esaslar, Devlet
okulları ile erişilmek istenen seviyeye uygun olarak, kanunla düzenlenir.
Devlet, maddî imkânlardan yoksun başarılı öğrencilerin, öğrenimlerini
sürdürebilmeleri amacı ile burslar ve başka yollarla gerekli yardımları
yapar. Devlet, durumları sebebiyle özel eğitime ihtiyacı olanları topluma
yararlı kılacak tedbirleri alır.
Eğitim ve öğretim kurumlarında sadece eğitim, öğretim, araştırma
ve inceleme ile ilgili faaliyetler yürütülür. Bu faaliyetler her ne suretle
olursa olsun engellenemez.
Türkçeden başka hiçbir dil, eğitim ve öğretim kurumlarında Türk
vatandaşlarına ana dilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez. Eğitim ve öğretim
kurumlarında okutulacak yabancı diller ile yabancı dille eğitim ve öğretim
yapan okulların tâbi olacağı esaslar kanunla düzenlenir. Milletlerarası
andlaşma hükümleri saklıdır.
III. Kamu yararı
A. Kıyılardan
yararlanma
MADDE
43. – Kıyılar,
Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır.
Deniz, göl ve akarsu kıyılarıyla, deniz ve göllerin kıyılarını
çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir.
Kıyılarla sahil şeritlerinin, kullanılış amaçlarına göre
derinliği ve kişilerin bu yerlerden yararlanma imkân ve şartları kanunla düzenlenir.
B. Toprak mülkiyeti
MADDE
44. –
Devlet, toprağın verimli olarak işletilmesini korumak ve geliştirmek,
erozyonla kaybedilmesini önlemek ve topraksız olan veya yeter toprağı
bulunmayan çiftçilikle uğraşan köylüye toprak sağlamak amacıyla gerekli
tedbirleri alır. Kanun, bu amaçla, değişik tarım bölgeleri ve çeşitlerine
göre toprağın genişliğini tespit edebilir. Topraksız olan veya yeter toprağı
bulunmayan çiftçiye toprak sağlanması, üretimin düşürülmesi, ormanların
küçülmesi ve diğer toprak ve yeraltı servetlerinin azalması sonucunu doğuramaz.
Bu amaçla dağıtılan topraklar bölünemez, miras hükümleri dışında
başkalarına devredilemez ve ancak dağıtılan çiftçilerle mirasçıları
tarafından işletilebilir. Bu şartların kaybı halinde, dağıtılan toprağın
Devletçe geri alınmasına ilişkin esaslar kanunla düzenlenir.
C. Tarım,
hayvancılık ve bu üretim dallarında çalışanların korunması
MADDE
45. –
Devlet, tarım arazileri ile çayır ve meraların amaç dışı kullanılmasını
ve tahribini önlemek, tarımsal üretim planlaması ilkelerine uygun olarak
bitkisel ve hayvansal üretimi artırmak maksadıyla, tarım ve hayvancılıkla
uğraşanların işletme araç ve gereçlerinin ve diğer girdilerinin sağlanmasını
kolaylaştırır.
Devlet, bitkisel ve hayvansal ürünlerin değerlendirilmesi ve gerçek
değerlerinin üreticinin eline geçmesi için gereken tedbirleri alır.
D. Kamulaştırma
MADDE
46. – (Değişik:
3.10.2001-4709/18 md.) Devlet ve kamu tüzelkişileri; kamu yararının
gerektirdiği hallerde, gerçek karşılıklarını peşin ödemek şartıyla,
özel mülkiyette bulunan taşınmaz malların tamamını veya bir kısmını,
kanunla gösterilen esas ve usullere göre, kamulaştırmaya ve bunlar üzerinde
idarî irtifaklar kurmaya yetkilidir.
Kamulaştırma bedeli ile kesin hükme bağlanan
artırım bedeli nakden ve peşin olarak ödenir. Ancak, tarım reformunun
uygulanması, büyük enerji ve sulama projeleri ile iskân projelerinin gerçekleştirilmesi,
yeni ormanların yetiştirilmesi, kıyıların korunması ve turizm amacıyla
kamulaştırılan toprakların bedellerinin ödenme şekli kanunla gösterilir.
Kanunun taksitle ödemeyi öngörebileceği bu hallerde, taksitlendirme süresi
beş yılı aşamaz; bu takdirde taksitler eşit olarak ödenir.
Kamulaştırılan topraktan, o toprağı doğrudan
doğruya işleten küçük çiftçiye ait olanlarının bedeli, her halde peşin
ödenir.
İkinci fıkrada öngörülen
taksitlendirmelerde ve herhangi bir sebeple ödenmemiş kamulaştırma
bedellerinde kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz uygulanır.
E. Devletleştirme
ve özelleştirme (*)
MADDE 47.
– Kamu hizmeti niteliği taşıyan özel teşebbüsler, kamu yararının
zorunlu kıldığı hallerde devletleştirilebilir.
Devletleştirme gerçek karşılığı üzerinden
yapılır. Gerçek karşılığın hesaplanma tarzı ve usulleri kanunla düzenlenir.
(Ek: 13.8.1999-4446/1 md.) Devletin, kamu
iktisadî teşebbüslerinin ve diğer kamu tüzelkişilerinin mülkiyetinde
bulunan işletme ve varlıkların özelleştirilmesine ilişkin esas ve usuller
kanunla gösterilir.
(Ek: 13.8.1999-4446/1 md.) Devlet, kamu
iktisadî teşebbüsleri ve diğer kamu tüzelkişileri tarafından yürütülen
yatırım ve hizmetlerden hangilerinin özel hukuk sözleşmeleri ile gerçek
veya tüzelkişilere yaptırılabileceği veya devredilebileceği kanunla
belirlenir.
IV. Çalışma
ve sözleşme hürriyeti
MADDE 48.
– Herkes, dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetlerine sahiptir.
Özel teşebbüsler kurmak serbesttir.
Devlet, özel teşebbüslerin millî
ekonominin gereklerine ve sosyal amaçlara uygun yürümesini, güvenlik ve
kararlılık içinde çalışmasını sağlayacak tedbirleri alır.
V. Çalışma
ile ilgili hükümler
A. Çalışma
hakkı ve ödevi
MADDE
49. – Çalışma,
herkesin hakkı ve ödevidir.
(Değişik: 3.10.2001-4709/19 md.) Devlet, çalışanların hayat
seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları
ve işsizleri korumak, çalışmayı desteklemek, işsizliği önlemeye elverişli
ekonomik bir ortam yaratmak ve çalışma barışını sağlamak için gerekli
tedbirleri alır.
(Üçüncü fıkra mülga: 3.10.2001-4709/19 md.)
B. Çalışma
şartları ve dinlenme hakkı
MADDE
50. –
Kimse, yaşına, cinsiyetine ve gücüne uymayan işlerde çalıştırılamaz.
Küçükler ve kadınlar ile bedenî ve ruhî yetersizliği olanlar çalışma
şartları bakımından özel olarak korunurlar.
Dinlenmek, çalışanların hakkıdır.
Ücretli hafta ve bayram tatili ile ücretli yıllık izin hakları ve
şartları kanunla düzenlenir.
C. Sendika
kurma hakkı
MADDE
51. – (Değişik: 3.10.2001-4709/20 md.) Çalışanlar ve işverenler, üyelerinin
çalışma ilişkilerinde, ekonomik ve sosyal hak ve menfaatlerini korumak ve
geliştirmek için önceden izin almaksızın sendikalar ve üst kuruluşlar
kurma, bunlara serbestçe üye olma ve üyelikten serbestçe çekilme haklarına
sahiptir. Hiç kimse bir sendikaya üye olmaya ya da üyelikten ayrılmaya
zorlanamaz.
Sendika kurma hakkı ancak, millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin
önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâk ile başkalarının hak ve özgürlüklerinin
korunması sebepleriyle ve kanunla sınırlanabilir.
Sendika kurma hakkının kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve
usuller kanunda gösterilir.
Aynı zamanda ve aynı iş kolunda birden fazla sendikaya üye olunamaz.
İşçi niteliği taşımayan kamu görevlilerinin bu alandaki haklarının
kapsam, istisna ve sınırları gördükleri hizmetin niteliğine uygun olarak
kanunla düzenlenir.
Sendika ve üst kuruluşlarının tüzükleri, yönetim ve işleyişleri,
Cumhuriyetin temel niteliklerine ve demokrasi esaslarına aykırı olamaz.
D. Sendikal
faaliyet
MADDE
52. – (Mülga:
23.7.1995-4121/3 md.)
VI. Toplu iş sözleşmesi,
grev hakkı ve lokavt
A. Toplu iş sözleşmesi
hakkı
MADDE
53. – İşçiler
ve işverenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma
şartlarını düzenlemek amacıyla toplu iş sözleşmesi yapma hakkına
sahiptirler.
Toplu iş sözleşmesinin nasıl yapılacağı kanunla düzenlenir.
(Ek: 23.7.1995-4121/4 md.) 128 inci maddenin ilk fıkrası kapsamına
giren kamu görevlilerinin kanunla kendi aralarında kurmalarına cevaz
verilecek olan ve bu maddenin birinci ve ikinci fıkraları ile 54 üncü madde
hükümlerine tabi olmayan sendikalar ve üst kuruluşları, üyeleri adına
yargı mercilerine başvurabilir ve İdareyle amaçları doğrultusunda toplu görüşme
yapabilirler. Toplu görüşme sonunda anlaşmaya varılırsa düzenlenecek
mutabakat metni taraflarca imzalanır. Bu mutabakat metni, uygun idarî veya
kanunî düzenlemenin yapılabilmesi için Bakanlar Kurulunun takdirine sunulur.
Toplu görüşme sonunda mutabakat metni imzalanmamışsa anlaşma ve anlaşmazlık
noktaları da taraflarca imzalanacak bir tutanakla Bakanlar Kurulunun takdirine
sunulur. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usuller kanunla düzenlenir.
Aynı işyerinde, aynı dönem için, birden fazla toplu iş sözleşmesi
yapılamaz ve uygulanamaz.
B. Grev hakkı
ve lokavt
MADDE
54. –
Toplu iş sözleşmesinin yapılması sırasında, uyuşmazlık çıkması
halinde işçiler grev hakkına sahiptirler. Bu hakkın kullanılmasının ve işverenin
lokavta başvurmasının usul ve şartları ile kapsam ve istisnaları kanunla düzenlenir.
Grev hakkı ve lokavt iyi niyet kurallarına aykırı tarzda, toplum
zararına ve millî serveti tahrip edecek şekilde kullanılamaz.
Grev esnasında greve katılan işçilerin ve sendikanın kasıtlı veya
kusurlu hareketleri sonucu, grev uygulanan işyerinde sebep oldukları maddî
zarardan sendika sorumludur.
Grev ve lokavtın yasaklanabileceği veya ertelenebileceği haller ve işyerleri
kanunla düzenlenir.
Grev ve lokavtın yasaklandığı hallerde veya ertelendiği durumlarda
ertelemenin sonunda, uyuşmazlık Yüksek Hakem Kurulunca çözülür. Uyuşmazlığın
her safhasında taraflar da anlaşarak Yüksek Hakem Kuruluna başvurabilir. Yüksek
Hakem Kurulunun kararları kesindir ve toplu iş sözleşmesi hükmündedir.
Yüksek Hakem Kurulunun kuruluş ve görevleri kanunla düzenlenir.
Siyasî amaçlı grev ve lokavt, dayanışma grev ve lokavtı, genel
grev ve lokavt, işyeri işgali, işi yavaşlatma, verim düşürme ve diğer
direnişler yapılamaz.
Greve katılmayanların işyerinde çalışmaları, greve katılanlar
tarafından hiçbir şekilde engellenemez.
VII.
Ücrette adalet sağlanması
MADDE
55. – Ücret
emeğin karşılığıdır.
Devlet, çalışanların yaptıkları işe uygun adaletli bir ücret
elde etmeleri ve diğer sosyal yardımlardan yararlanmaları için gerekli
tedbirleri alır.
(Değişik: 3.10.2001-4709/21 md.) Asgarî ücretin tespitinde çalışanların
geçim şartları ile ülkenin ekonomik durumu da gözönünde bulundurulur.
VIII. Sağlık,
çevre ve konut
A. Sağlık
hizmetleri ve çevrenin korunması
MADDE
56. –
Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir.
Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre
kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir.
Devlet, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini
sağlamak; insan ve madde gücünde
tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık
kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenler.
Devlet, bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal
kurumlarından yararlanarak, onları denetleyerek yerine getirir.
Sağlık hizmetlerinin yaygın bir şekilde yerine getirilmesi için
kanunla genel sağlık sigortası kurulabilir.
B. Konut hakkı
MADDE
57. –
Devlet, şehirlerin özelliklerini ve çevre şartlarını gözeten bir planlama
çerçevesinde, konut ihtiyacını karşılayacak tedbirleri alır, ayrıca
toplu konut teşebbüslerini destekler.
IX. Gençlik ve
spor
A. Gençliğin
korunması
MADDE
58. –
Devlet, istiklâl ve Cumhuriyetimizin emanet edildiği gençlerin müsbet ilmin
ışığında, Atatürk ilke ve inkılâpları doğrultusunda ve Devletin ülkesi
ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü ortadan kaldırmayı amaç edinen görüşlere
karşı yetişme ve gelişmelerini sağlayıcı tedbirleri alır.
Devlet, gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden,
suçluluk, kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için
gerekli tedbirleri alır.
B. Sporun geliştirilmesi
MADDE
59. –
Devlet, her yaştaki Türk vatandaşlarının beden ve ruh sağlığını geliştirecek
tedbirleri alır, sporun kitlelere yayılmasını teşvik eder.
Devlet başarılı sporcuyu korur.
X. Sosyal güvenlik
hakları
A. Sosyal güvenlik
hakkı
MADDE
60. –
Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir.
Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı
kurar.
B. Sosyal güvenlik
bakımından özel olarak korunması gerekenler
MADDE
61. –
Devlet, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleriyle, malûl ve gazileri
korur ve toplumda kendilerine yaraşır bir hayat seviyesi sağlar.
Devlet, sakatların korunmalarını ve toplum hayatına intibaklarını
sağlayıcı tedbirleri alır.
Yaşlılar, Devletçe korunur. Yaşlılara Devlet yardımı ve sağlanacak
diğer haklar ve kolaylıklar kanunla düzenlenir.
Devlet, korunmaya muhtaç çocukların topluma kazandırılması için
her türlü tedbiri alır.
Bu amaçlarla gerekli teşkilat ve tesisleri kurar veya kurdurur.
C. Yabancı ülkelerde
çalışan Türk vatandaşları
MADDE
62. –
Devlet, yabancı ülkelerde çalışan Türk vatandaşlarının aile birliğinin,
çocuklarının eğitiminin, kültürel ihtiyaçlarının ve sosyal güvenliklerinin
sağlanması, anavatanla bağlarının korunması ve yurda dönüşlerinde yardımcı
olunması için gereken tedbirleri alır.
XI. Tarih, kültür
ve tabiat varlıklarının korunması
MADDE
63. –
Devlet, tarih, kültür ve tabiat varlıklarının ve değerlerinin korunmasını
sağlar, bu amaçla destekleyici ve teşvik edici tedbirleri alır.
Bu varlıklar ve değerlerden özel mülkiyet konusu olanlara
getirilecek sınırlamalar ve bu nedenle hak sahiplerine yapılacak yardımlar
ve tanınacak muafiyetler kanunla düzenlenir.
XII. Sanatın
ve sanatçının korunması
MADDE
64. –
Devlet, sanat faaliyetlerini ve sanatçıyı korur. Sanat eserlerinin ve sanatçının
korunması, değerlendirilmesi, desteklenmesi ve sanat sevgisinin yayılması için
gereken tedbirleri alır.
XIII. Devletin
iktisadî ve sosyal ödevlerinin sınırları(*)
MADDE 65.
– (Değişik: 3.10.2001-4709/22 md.) Devlet, sosyal ve ekonomik alanlarda
Anayasa ile belirlenen görevlerini, bu görevlerin amaçlarına uygun öncelikleri
gözeterek malî kaynaklarının yeterliliği ölçüsünde yerine getirir.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Siyasî Haklar ve Ödevler
I. Türk
vatandaşlığı
MADDE
66. – Türk
Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür.
Türk babanın veya Türk ananın çocuğu Türktür. (Son cümle mülga:
3.10.2001-4709/23 md.)
Vatandaşlık, kanunun gösterdiği şartlarla kazanılır ve ancak
kanunda belirtilen hallerde kaybedilir.
Hiçbir Türk, vatana bağlılıkla bağdaşmayan bir eylemde bulunmadıkça
vatandaşlıktan çıkarılamaz.
Vatandaşlıktan çıkarma ile ilgili karar ve işlemlere karşı yargı
yolu kapatılamaz.
II. Seçme, seçilme
ve siyasî faaliyette bulunma hakları
MADDE
67. –
Vatandaşlar, kanunda gösterilen şartlara uygun olarak, seçme, seçilme ve bağımsız
olarak veya bir siyasî parti içinde siyasî faaliyette bulunma ve halkoylamasına
katılma hakkına sahiptir.
(Değişik: 23.7.1995-4121/5 md.) Seçimler ve halkoylaması serbest, eşit,
gizli, tek dereceli, genel oy, açık sayım ve döküm esaslarına göre, yargı
yönetim ve denetimi altında yapılır. Ancak, yurt dışında bulunan Türk
vatandaşlarının oy hakkını kullanabilmeleri amacıyla kanun, uygulanabilir
tedbirleri belirler.
(Değişik: 17.5.1987-3361/1 md.; 23.7.1995-4121/5 md.) Onsekiz yaşını
dolduran her Türk vatandaşı seçme ve halkoylamasına katılma haklarına
sahiptir.
Bu hakların kullanılması kanunla düzenlenir.
(Değişik: 23.7.1995-4121/5 md.;
3.10.2001-4709/24 md.) Silah altında bulunan er ve erbaşlar ile askerî öğrenciler,
taksirli suçlardan hüküm giyenler hariç ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlüler
oy kullanamazlar. Ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde oy kullanılması ve
oyların sayım ve dökümünde seçim emniyeti açısından alınması gerekli
tedbirler Yüksek Seçim Kurulu tarafından tespit edilir ve görevli hâkimin
yerinde yönetim ve denetimi altında yapılır.
(Ek: 23.7.1995-4121/5 md.) Seçim kanunları,
temsilde adalet ve yönetimde istikrar ilkelerini bağdaştıracak biçimde düzenlenir.
(Ek: 3.10.2001-4709/24 md.) Seçim kanunlarında
yapılan değişiklikler, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde
yapılacak seçimlerde uygulanmaz.
III. Siyasî
partilerle ilgili hükümler (*)
A. Parti kurma,
partilere girme ve partilerden ayrılma
MADDE
68. – (Değişik: 23.7.1995-4121/6 md.) Vatandaşlar, siyasî parti kurma
ve usulüne göre partilere girme ve partilerden ayrılma hakkına sahiptir.
Parti üyesi olabilmek için onsekiz yaşını doldurmuş olmak gerekir.
Siyasî partiler, demokratik siyasî hayatın
vazgeçilmez unsurlarıdır.
Siyasî partiler önceden izin almadan
kurulurlar ve Anayasa ve kanun hükümleri içerisinde faaliyetlerini sürdürürler.
Siyasî partilerin tüzük ve programları ile
eylemleri, Devletin bağımsızlığına, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne,
insan haklarına, eşitlik ve hukuk devleti ilkelerine, millet egemenliğine,
demokratik ve lâik Cumhuriyet ilkelerine aykırı olamaz; sınıf veya zümre
diktatörlüğünü veya herhangi bir tür diktatörlüğü savunmayı ve yerleştirmeyi
amaçlayamaz; suç işlenmesini teşvik edemez.
Hâkimler ve savcılar, Sayıştay dahil yüksek
yargı organları mensupları, kamu kurum ve kuruluşlarının memur statüsündeki
görevlileri, yaptıkları hizmet bakımından işçi niteliği taşımayan diğer
kamu görevlileri, Silahlı Kuvvetler mensupları ile yükseköğretim öncesi
öğrencileri siyasî partilere üye olamazlar.
Yükseköğretim elemanlarının siyasî
partilere üye olmaları ancak kanunla düzenlenebilir. Kanun bu elemanların,
siyasî partilerin merkez organları dışında kalan parti görevi almalarına
cevaz veremez ve parti üyesi yükseköğretim elemanlarının yükseköğretim
kurumlarında uyacakları esasları belirler.
Yükseköğretim öğrencilerinin siyasî
partilere üye olabilmelerine ilişkin esaslar kanunla düzenlenir.
Siyasî partilere, Devlet, yeterli düzeyde ve
hakça malî yardım yapar. Partilere yapılacak yardımın, alacakları üye
aidatının ve bağışların tabi olduğu esaslar kanunla düzenlenir.
B. Siyasî
partilerin uyacakları esaslar
MADDE
69. – (Değişik:
23.7.1995-4121/7 md.) Siyasî partilerin faaliyetleri, parti içi düzenlemeleri
ve çalışmaları demokrasi ilkelerine uygun olur. Bu ilkelerin uygulanması
kanunla düzenlenir.
Siyasî partiler, ticarî faaliyetlere girişemezler.
Siyasî partilerin gelir ve giderlerinin amaçlarına
uygun olması gereklidir. Bu kuralın uygulanması kanunla düzenlenir. Anayasa
Mahkemesince siyasî partilerin mal edinimleri ile gelir ve giderlerinin kanuna
uygunluğunun tespiti, bu hususun denetim yöntemleri ve aykırılık halinde
uygulanacak yaptırımlar kanunda gösterilir. Anayasa Mahkemesi, bu denetim görevini
yerine getirirken Sayıştaydan yardım sağlar. Anayasa Mahkemesinin bu denetim
sonunda vereceği kararlar kesindir.
Siyasî partilerin kapatılması, Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcısının açacağı dava üzerine Anayasa Mahkemesince kesin
olarak karara bağlanır.
Bir siyasî partinin tüzüğü ve programının
68 inci maddenin dördüncü fıkrası hükümlerine aykırı bulunması halinde
temelli kapatma kararı verilir.
Bir siyasî partinin 68 inci maddenin dördüncü
fıkrası hükümlerine aykırı eylemlerinden ötürü temelli kapatılmasına,
ancak, onun bu nitelikteki fiillerin işlendiği bir odak haline geldiğinin
Anayasa Mahkemesince tespit edilmesi halinde karar verilir. (Ek cümle:
3.10.2001-4709/25 md.) Bir siyasî parti, bu nitelikteki fiiller o partinin üyelerince
yoğun bir şekilde işlendiği ve bu durum o partinin büyük kongre veya genel
başkan veya merkez karar veya yönetim organları veya Türkiye Büyük Millet
Meclisindeki grup genel kurulu veya grup yönetim kurulunca zımnen veya açıkça
benimsendiği yahut bu fiiller doğrudan doğruya anılan parti organlarınca
kararlılık içinde işlendiği takdirde, söz konusu fiillerin odağı haline
gelmiş sayılır.
(Ek: 3.10.2001-4709/25 md.) Anayasa Mahkemesi,
yukarıdaki fıkralara göre temelli kapatma yerine, dava konusu fiillerin ağırlığına
göre ilgili siyasî partinin Devlet yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakılmasına
karar verebilir.
Temelli kapatılan bir parti bir başka ad altında
kurulamaz.
Bir siyasî partinin temelli kapatılmasına
beyan veya faaliyetleriyle sebep olan kurucuları dahil üyeleri, Anayasa
Mahkemesinin temelli kapatmaya ilişkin kesin kararının Resmî Gazetede gerekçeli
olarak yayımlanmasından başlayarak beş yıl süreyle bir başka partinin
kurucusu, üyesi, yöneticisi ve deneticisi olamazlar.
Yabancı devletlerden, uluslararası kuruluşlardan
ve Türk uyrukluğunda olmayan gerçek ve tüzelkişilerden maddî yardım alan
siyasî partiler temelli olarak kapatılır.
(Değişik: 3.10.2001-4709/25 md.) Siyasî
partilerin kuruluş ve çalışmaları, denetlenmeleri, kapatılmaları ya da
Devlet yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakılmaları ile siyasî
partilerin ve adayların seçim harcamaları ve usulleri yukarıdaki esaslar çerçevesinde
kanunla düzenlenir.
IV.
Kamu hizmetlerine girme hakkı
A.
Hizmete girme
MADDE
70. – Her
Türk, kamu hizmetlerine girme hakkına sahiptir.
Hizmete alınmada, görevin gerektirdiği niteliklerden başka hiçbir
ayırım gözetilemez.
B. Mal
bildirimi
MADDE 71.
– Kamu hizmetine girenlerin mal bildiriminde bulunmaları ve bu bildirimlerin
tekrarlanma süreleri kanunla düzenlenir. Yasama ve yürütme organlarında görev
alanlar, bundan istisna edilemez.
V. Vatan
hizmeti
MADDE 72.
– Vatan hizmeti, her Türkün hakkı ve ödevidir. Bu hizmetin Silahlı
Kuvvetlerde veya kamu kesiminde ne şekilde yerine getirileceği veya getirilmiş
sayılacağı kanunla düzenlenir.
VI. Vergi ödevi
MADDE 73.
– Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, malî gücüne göre, vergi ödemekle
yükümlüdür.
Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı,
maliye politikasının sosyal amacıdır.
Vergi, resim, harç ve benzeri malî yükümlülükler
kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır.
Vergi, resim, harç ve benzeri malî yükümlülüklerin
muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde
kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapmak
yetkisi Bakanlar Kuruluna verilebilir.
VII. Dilekçe
hakkı
MADDE 74.
– (Değişik: 3.10.2001-4709/26 md.) Vatandaşlar ve karşılıklılık esası
gözetilmek kaydıyla Türkiye’de ikamet eden yabancılar kendileriyle veya
kamu ile ilgili dilek ve şikâyetleri hakkında, yetkili makamlara ve Türkiye
Büyük Millet Meclisine yazı ile başvurma hakkına sahiptir.
(Değişik: 3.10.2001-4709/26 md.)
Kendileriyle ilgili başvurmaların sonucu, gecikmeksizin dilekçe sahiplerine
yazılı olarak bildirilir.
Bu hakkın kullanılma biçimi kanunla düzenlenir.